ASLA SEVEMEDİM SİYAHI...
Bir rütbeyi evlat edindim:
En ısrarcı şarkı Bitimsiz bir rehaveti kucaklayan çocuk isyanım. Bir miadı doldurdum dün gece: Yüz görümü bir mutluluğa düşmek isterken kör caddede, Adını bilmediğim bir gölgeye rast gelip de… Sondan bir önceydim işin aslı, Hayli tevekkül odaklı, Kıyımında idi madem evren iç sesimin, Konuşlandım, koşullandım biteviye: Irmak bildiğim aşka düştüm düşeli, Önce Allah’ı sevdim sonra seni. Gök kubbe engin, tıpkı mizacımın ufkunda Seyrelen ömre damlayan nice izafi nota: Gam’ı milat bildim Yoksunluğu ise tevafuk, Hayli yaşı geçkin bir şarkı mimlediğim, Gönülsüz olamam asla Hele ki yaşamsa mevzu bahis. Sıktım sıyrıldı hayattan ansızın, Tepe taklak düşmüşüm da bilemedim, Hayli yorgun hayli peşrevi yitik bir kelam benimki, Yine de yüzü suyu hürmetine o konuşlandığım imgelerin, Kundaklandım bir şiirde, Kucakladım yine cemalini sevdanın, Oysaki rast geldiğim sadece bir rüyaydı Gözüm açık seyrettiğim. Köreldim anlayacağın, Kozumsa sadece aşk: Kurdum saati önce sana sonra sabaha Ama öncesinde görünmezliğimin coşkusuna Ve her nasılsa raptiyeledim gıybetini insan tüccarlarının, Hani olur da el verirsin şu sefile Hem de hangi iklim ise meşk eylediğim Rakımı kayıp bir şehir gibiyim: Hayli kurak ve kırgın Belki de külfeti tüm taşıdıklarımın… Ürkünç göz bebekleri z/ahir zamanın, Tınısını günbegün kaybettiğim O devingen raksı yine mabet bildiğim Bir kelamda en sırnaşık imge, Satılmışlığı yüreklerden akan son damlayı da Görmezden önce. Dip boyası belli ki gelmiş tüm alayların, Alayına sövmekse ne haddime, Hele ki sükûtu mesken eylediğim Nabzını tuttuğum o esrikli günce. Mirim, duy beni; Hani asılı kaldığım o sarnıçta Sanır mısın ki dibini boylamadım da Hayatın peşrevinde Saf tuttuğum son sükûtu da koymazdan önce kefe(y)ne, Daralan haznesinde şarlatan bir b/akışın, Gıyabında kaybolmaya razıyım işin aslı Demelerin çok çok ötesinde, Mahal vermekse dikmek en tepeye Beyaz bayrağı, Bil ki ben asla sevemedim siyahı. |