Çok Görme Bana
Emin adımlarla yürürken bilmediğim sokaklarda.
Belki de sana rastlarım diye güçlü duruyorum. Daha önce hiç görmediğim insanlara selam veriyorum. Görüyorum yüzlerindeki kederi. En az benim kadar dertli bakıyorlar. Zoraki gülüşlerimi kedere siper ederken, Kırk yılda bir uğrayan mutluluğa sarılıyorum. Hiç bitmeyecekmiş gibi. Sanki sen benden hiç ayrılmamışsın gibi. Duruyorum bir zamandan sonra, Zamanın bir yerinde kendi halimde, Kafamda türlü türlü sualler. Aklımın almadığısın. Gönlümün tek sahibi, Seni düşünüyorum. Sevinç rüzgârı kederi kovalıyor. Elimde eskimemiş hatıralar. Her gözyaşı bir anıyı öldürüyor. En az senin kadar acımasız çekip giden yıllar! Yine yalnız başıma kalıyorum… Oysa sen çıkıp gelsen hiç beklemediğim bir anda. Zaman dursa geçmiyorum artık dese. Yaşasak tüm yaşanmamışlıkları, Alabildiğine, ne varsa. Ömrün cefası, sabrın meyvesi sefayı verme. Ne güzel olur. İnan başka bir şey istemem. Yeter ki bunu çok görme bana... |