ZAMAN YOLCUSU!
Su gibi akıyor zaman ! Yolu belli!
Damla damla düşüyor ömürden , Her damlası toprağa doğru, Getirdiğide var götürdüğüde... Saniye saniye sabır isteyen bir sınav, Neşeliyken hızlı, beklerken yavaş, İndi bindi yolcusu gibi anlık, Bugün var yarın yok, yıllar peşisıra... Usulca terfi alıyor her yeni yıl Bugün yeni! Yarın eski oluyor. Yıllar mı eskiyor biz mi ? Yeni yılı sevinçle karşılayıp, Yaşımızı düşününce mi eskiyoruz? Su gibi akıyor zaman,yolu belli! Damla damla akıyor ömürden. Bu acele niye ? Nereye bu koşu? Ömür mü koşan yoksa zaman mı? Yaşam tribününden bakınca sürme gibi hayat ! Şahlanan at kadar asi, kılıç kadar keskin. Arkada bıraktıklarına bakmadan ,dörtnala! Zamanı bize verene zaman ayırmalı, Alıp verilen nefes kadar değil mi zaman? Belki çizdiğin, resmettiğin, özgürlüğün kadar, Kendi kalende, kendi köyünde... Belki kendi limanında, aştığın engel kadar, Tutku selinde özgüvenin kadardır zaman, Belki de umudun kadardır zaman. Belki umudun mavisi,yeşiliydi zaman, Mutluluğun kahkahası mı acaba? Yorulan bir bedenin nasihatı mı? Ne zaman ki sanal olmayacak zaman, İşte susacak! Susacak hayat sana o zaman! Aslında; Son nefesi verene kadar değil mi zaman ? İbrahim KOVAR |