Şairin elleri titrer
Sarhoş olmak farklıdır zafer sarhoşluğundan.
Derviş olmak kerhane eğitimi gerektirir. Ben ne dervişim ne Fuzuli. Biraz özeleştiri yapayım dedim. Seni de gördüm iyi oldu. Farzet ki kadehimiz doldu,boşaldı… Hatırı sayılır bir dostluk vardı İnce sızılar göğsümü sardı Kahverengi düşler yeşile çaldı Ölçütü kederse sancılı yaşamanın Doruklarında şiir esrikliği Sanrılı ömrümüzün Ayvazı kaçmış,köroğlunun Ruh aynamızdan cenin fışkırmışız Evet dökülüyorum Omzuma bağlamışlar mezar taşımı Alnıma çizmişler kara yazımı Köpeğim var,yalnız değilim. Yunus balıkları meneviş denizinde Küheylanlar,taylar var henüz gem vurulmamış,yaylalarda Şehirden kaçarken görüyorum Onlarda şehirden kaçıyor zannediyorlar beni Sadece sağanak yağmurlardan oluşan Uyku dolu bir battaniye arıyorum Başımda çinko çıtırtısı Bir de Uzakdoğulu gelin Velâkin, Kırıldı kalbim Üstelik her yerinden Çay içmek için bile,bükülemez oldum! Davullu zurnalı doğmadım Ketum bir ebenin çıkarttığı Gözden uzak sürgünlerim var benim Sizi bilmem ama,ben hiç doğmadım.. |