NAZIM ve MARTI (*)
Tunçtan değil Canlı
iki Martı. Biri kıvırcık Saçları üzerinde Tunç Heykelin, diğerinin Boyu Heykelin Kulak Memesine değin. İlkin fısıldayarak birşeyler söylüyor, sonra Başını öne eğip, Kanat çırpıp-gülüyor, yada bana öyle geliyor. Heykel mağrur, Heykel ciddi, Heykel Tunçtan, Heykel Taş gibi suskun duruyor, Heykel Heykel olmanın, bu Merdivenlerde oturmanın sorumluluğunu duyuyor. Diğer Martı -Heykelin kıvırcık Saçları üzerinde duran- açtı gergin Kanatlarını çırpmadan, kayıp-kondu diğer Omuzuna bu Sorumluluğun. Her Otu yemesini gayet iyi bilen ben, Martıca’dan hiç anlamam ama, zannımca; " Haydarpaşa Garı’nda..." diye başlayan Nazım’ın bir Şiirini Heykelin Kulağına fısıldıyor; " 1941 Baharında Bu Adam "Memleketimden İnsan Manzaraları 1" Şiirindeki "Garip Şeyler Düşünmekle Meşhur" olan, Galip Usta değil, belli ki! Kalın, uzun Kışlık Mahpushane Abası üstünde oturan Kişi, Şairin Kendisi! (*) HAYDARPAŞA GAR OTELİ 9 Şiirkayesinden alınmıştır. İkinci Şiir "NAZIM" ve üçüncü Şiir "ŞAİR"den sonra, AKÇE Romanımı Yayınlatabilmek için Şiir Yazmaya bir Süre ara vereceğim. |