Boş Ver!
Bir erken çıldırış vaziyeti
Bir yaralı hicran ellerinde İklimin zemheri Sevincin ağlamaktaysa Kederinin üstüne düşmüşse bir çift söz Düşünme, sil gitsin… Terkedilmiş tüm gülümsemeler Karanlıklar çökmüş tüm gün ağarlarına Ve içinde soluksuz, üşümüş bir köz Bir çolpa liyakatszılığı, bir derviş asaleti Bir şehir çığlığı varsa ağzının içinde Durma, kus gitsin… Bir mezarlık çiçeği Kelam azizliğinde bir beddua Kemirgen bir sürüngen ise içindeki Sabırsızlık, riyakârlıksa eğer özünde Bir çiğ damlası, bir güvercin paçasıysa gülmek Bakma öyle, ağla gitsin… Kırılmış tüm kırılmaz sandıkların Hiç bir cemale ten olamamış tebessümler Üstünde bir ağırlık, bir avuç toprak Bir vefasızlık, bir mezbele kokusuysa hayat Ve arkada kalan hodkâm bir sevgiliyse sadece Bırak bu şehri, terk et gitsin… Bir buğday tanesi Bir sıcak ekmek kokusu özleminde Bir çift küçük patik, bir düşse gözlerinde İşte kül, işte Anka ve işte son Ve içindeki sevda dediğin bir şehvet anına satılmışsa Boş ver, öldür gitsin… |
esen kal dost tum...