ipekli esvaplar giyinmiş gecede siyah rüzgar hırçın güvercin çiziyor nakkaşlar, can kırıklıklarına bölünmüş tabletlerde çivilerin deldiği, zaman artıkları ışıklarda kan göz yaşında aşk ve an... Mezopotamya’da kelebekler ölecek birazdan zülfünden tel çekecek Mem Zin’in toprak ağıtlanacak Tur dağında yılkıda acıyacak can
ve Pera da, kağıt mendilleriyle küfürleşecek, masalları ölmüş çocuklar bahtsızlıklarından omzu yarı açık bir kadın, dudaklarını boyayacak Asmalı mescidin kaldırımlarında ip atlayacak, on üç,on beş yaşlı ayıplar mendil kapacak ebeler üstlerini örtecekler dualarıyla, Ağa camisinin yan sokaklarında
vahlanacak gecenin kınası, yağmur kuşları çığlıklarında yanacak uzun havalar, Samatya’lı bir konduda cüzdan köşelerinde sakız patlatacak, taşralı kahkahalar kömürle göz boyayacak, Mezopotamya ’da ay tanrısı Nanna ölüm ışığına sürtünecek kelebekler bileklerini kesecek İnanna
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yılkıda Acıyan Can şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yılkıda Acıyan Can şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.