o kırmızı koltuklu ev hiç olmadı aslında biliyorsun… hiç yatmadım kollarında çılgınca ağlamadı gözlerim ihanetine yağmurlar gibi hıçkırmadı içim, için için için gibi!
şarkılar söylemedin sen bana şiirler okumadım ben gözlerine diz dize oturup dil dile sevişmedi dudaklarımız tül perdelerinden çoğulluk akmadı o evin hiç yalnızlığımıza…
o kırmızı koltuklu ev yokluğumuzdan üşümedi hiç bir han gibi kucakladı gelen ve giden yolcularını
masada soğumuş öylece ekmek arası yalancıktan aşkımız yesen , tadı kaçmış! yemesen, külli ziyan… yanında içilecek gibi de değil artık beklemekten ekşimiş ayran!
bu şiir de yalan zaten çoktan ölmüş bir şairin eski h’iç kırıkları! öyle deli deli esti işte akşam rüzgarı savurdu hoyratça önce kırmızı koltukları sonra buzdan evi ve sonra da tuzdan masalı!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
H'iç Kırıkları... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
H'iç Kırıkları... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sonra ne mi oldu yolları çözüldü, kirpiklerinden düş/tü dağın her damla tuz ve buz ki tutanaksız ifadelerde yürekten düşen duygulardı alt dudağının nemine.. ve bil ki sevgilim olmayan sevgili sanıkların şimdi serbest bırakıldığı bir suçtur varlığın ruhumda..
Bütün şiir hikâyeleri gerçek olsaydı, dayanabilir miydi acep hem yazan, hem okuyan? Şükür değil :) Yine göstermişsin maharetini canım benim.. Sevgimle..
Hangimiz sevmedik çılgınlar gibi diyesim geldi birden... Ki bu ütopik de olsa...
bir çok şiirim vardır gizliden gizliye yazılmış isimsiz bir kadına
kendi olmasa da hayali vardı saçları vardı dalgalı gözleri nemliydi dudaklarından yeşil şarap akardı masama kirpiklerinde yediverenler açardı ben kaşlarına asılırdım soğumuş bir gecede kısampatları açardı gamzesinde gamzesine dokunurdum kaybolurdum çığlık çığlığa susarak avuçlarında dilinden gül damlardı baktığım sokak aralarına...
Ne güzelsin sen ey şiir, ne güzelsin ki; olmayanları, yaşanmayanları bile bize yaşamış ve varmış gibi yazdırabiliyorsun.
Sevtap Kaya Nurgönül'ün yazdıklarını seviyorum, şiiri kendisine yaşam kaynağı edinmiş, şiire ve edebiyata sevdalı ve bir o kadar kendine saygılı bir şair O... O sebepledir ki kendisine son derece saygı ve sevgi duyuyorum.
Güzeldi bu ütopyada gezinmek, güzeldi şiirine göz değdirmek...
Onur duydum hakkımda düşündükleriniz için sevgili Olgun Onur, bilmenizi isterim ki sevgi ve saygı karşılıklı...Ayrıca şiir için yaptığınız güzel değerlendirme için de çok teşekkür ediyorum...Daima sevgi ve saygıyla, selamlar olsun....
yolları çözüldü,
kirpiklerinden düş/tü
dağın
her damla
tuz ve buz ki
tutanaksız ifadelerde
yürekten düşen duygulardı
alt dudağının nemine..
ve bil ki
sevgilim olmayan sevgili
sanıkların
şimdi serbest bırakıldığı
bir suçtur varlığın
ruhumda..
(...)
sevgimle çokça..