İstila (Işık Valsi)-I- “Sahi sen uyumadan gece olmaz mı? Güneş gözlerinden başka doğmaz mı?” -II- Öyleyse ben sana şimdi söyleyeyim Bir şiire başlamak gibi tadın.. Korkarak ve merakla kaleme sarılıp Kendi hikâyende mülteci olmak gibi Aklın baştan gitmesi gibi biraz Biraz da sahilde çıplak olmak gibi Hani utanmak gibi herkes çıplakken Ve berduşken virane bir çöplükte Paketi açılmamış sigara bulmak gibi.. Yarını hiç düşünmemek gibi Küflü bir ekmeğe şükrederken… Diyorum ya şiir gibi tadın, Acıklı ve umuda yakın. -III- Bir şiire başlamak gibi tadın.. Her satırı aşkla yazmak gibi Sonra nasıl yazdığını anlayamayıp Şiire yeniden aşık olmak gibi Nefes nefese su üstüne çıkmak gibi Yine de yeniden dibe dalmak gibi.. Ölmek gibi biraz, aslında biraz da, Sonunu görmek için yaşamak gibi Odalarında kaybolunan bir saraya Küçücük bir kapıdan girmek gibi. Resmini öpmek gibi bir şiirin Ve o şiirin adının sen olması gibi Şiirin de tam kalbinde bir mihenk Elif gibi basit, tek ve rengârenk Heyulalarla yaratılan ahenk Suskun fakat haykırışa denk. -IV- Bir şiire başlamak gibi tadın.. Saçların, kaşların, ellerin ve ayakların İnceden inceye yazıldığım kadın, Sevildikçe vücut bulan cümleler gibi Tövbe diler gibi, hayat gibi, sen gibi Bir şiir gibi yani Bir şiir gibi tadın -Hapsimi bin yıl gözlerine uzatın- -Gözlerinde bir göz hücreye kapatın- Ve beni dinlemelisin kadın Şiirin şairsizliği gibi bir maruzatım var, Sensizliği tarif eden bir kelime yok! Seni düşünmemeyi düşünememem gibi Gölgemin de terk ettiği bir yalnızlık bu Mum ışığında göz kamaşması bu Aldığın nefese bile küfretmek Seni düşünebiliyorum diye yaşamak bu Meleklerin sesinden şiir dinlerken Cehennemde yanmak bu. |