11 Eylül
Pejmürde düşüncelerimin afyonu patlamamışken
Haberi geldi Titrek bir mum alevi yutmuştu tüm şehri O gün bu gündür Masum olmak yasaktı Hatta masumum demekte Sabrın bile güzelliği sessizliğindeydi oysaki Öyle ya kaç milyarlarca kelime anlatabilirmiydi Tek bir yüreği Sus! Gözlerinle sus Suskunluklarımızla kaybettiklerimize sus İnan ihtiyacımız yok İbrahim gibi devirelim ’Kendine bile hayrı olmayan’ keliemeleri Kendini bulduran bir mağarada Kendinden aydınlanmış Yârin elçisini görmüş ’KUL’ gibi sus Kızıl şafakların bağrında Sözü tükenmiş bülbül gibi sus Konuşsan bir çığ düştü düşecek sanki üzerine Öyle sus Bakıp tam gözlerimin içine Bir avuç gün ışığı döküp müptezel sevinçlerime Dokunmatik "aşk"ların aksine İliklerimize işleyen sevdânın hatırına Sırat köprüsünün üstündeymişsin gibi sus Kalbini koy gözyaşı katarlarına Anlatılamayan hülyalarda boğarak kelimeleri Rabbine teslim olmuş Musa gibi sus Her kırbaçta daha da susan İsa gibi Cehennem nârı değildir deyip Ateşe gülümseyen İbrahim gibi sus Giyotine misafir gırtlaktaki son boğum gibi sus Yapamıyorsan... Denizin kalbinde gerçeği gören firavun gibi sus Ordan burdan konuşanların aksine Bu gece susalım ikimiz de Boğulalım bu dünyadan Akalım kendi rüyamıza sessizce Murat Halıcı (Tehlikeli Şiirler adlı şiir kitabımdan) |