Öylesine Ölesiyeyeniden yıldızlar karanlıkta görünemeyen bir gökyüzü bulacaksın karanlıktan avuçlarımda sevda ihtilalleri geçmiş zamanlara biat eden tebessümlerim ve terennüm ettiğim saçların gidişlerini boynuma asıyorsun yüzümdeki bu çirkin rastlantı! artık ay ışığın da görünmüyor karanlıktayım gece gözlerimden daha karanlık olamazlarda gidiyorum bu şehirden ardımda kocaman bir elveda ve hoşçakalların ağır başlılığı dolunay gözlerine olan takıntım benim hangi şehre kaçarsan kaç dolunay gözlerin. ’nokta’ her gün bir yıl bir yıl her gün sende sende sendeleyerek seyre dalıyor ömrümdeki dakikaları sayamaz oldum hiçliğinden ve yokluğunun dokunduğu karamsarlık yüzümde bir çirkinlik terkettiğim her yerde çirkinim işte dokunma dokunma vurur yürek feryatlara ağzımda bir inilti kırıldı öptüğün yerden avuçlarım yanaklarımdan çıkan susmalarla geliyorum beklediğin yerden terketmek için gözlerini kurtuluyorsun işte... ’yani tam olarak öyle diyemesekte’ karanlığın en kahverengi hali ’sensizlik’ karşıma çıkan her sokaktaysan eğer giriyorum işte alışkanlık olduğun her yerde bulunma isteği hali... eskisi gibiysek eğer hele bir de karşımdaysa gözlerin vah biz ölürdük benimle sen,içimde küçük bir kız çocuğu taşırdım gözlerine dokundurup sözlerinden doğuran şiirlerime ebe derim ben seni bulduğum harflere de sobe yar yar git hadi git kaç karanlıkta yaşayan çirkinliğimden her zaman zaafım olacak esrik benliğin sendeleyen benliğimden benliğimden çıkan harflerden çirkin şiirlerden güzel senlerden yar yar git hadi git sen,sen diye tanıdığın ben olmayan benliğimden....... |
kim daha çok aynısı veya...
Sürgün kimdi? Kalan kim?
Benle kalmayan sen, dedi şiir;
bütünü benim, diyemesem de.
Beğenim ve tebriğimle.