Unutamıyorum
Sözlere tercüman o, gözler ah o gözler
Derinliğinde kaybolduğum o, ela gözler Utangaç kırmızı yanakları Dağınık sarıya çalan saçları Güneş yanığı elleri… Diz vermiş pantolonu Dirseklerine kadar çekilmiş Yeşil hırkası… Kulaklarım sağırdı sesine Diline laldi lügatim Tefsiriydi gözleri Okudukça kayboluyordum Etrafımı sarıyordu bir fanus; hapsoluyordum Büyüyordu! Büyüdükçe küçülüyordum gözümde O, bir dağdı Lalesi olaydım Koca bir çınardı Yaprağı olaydım… Öyle çok şey anlatıyordu ki Hali, tavrı ayrı, gözleri ayrı Bitmese keşke Gitmese ‘’Haydi tut elimi gidelim’’ dese Tutardım Tutulasıydı elleri Öpülesi hatta minicik parmakları Şadırvanın başında abdest alırken o; Sular ışıldıyordu dökülürken avuçlarından Başını mesh ederken Yıldızlar oynaşıyordu saçlarında adeta Kalktı ve yürüdü Öyle bir yürüyüşü vardı ki Yer titriyordu heybetinden Kalbim çıkacaktı yerinden… Merdivenleri çıkarken Son kez dönüp tebessümle bir bakışı vardı Ve edeple bir girişi vardı kapısından caminin Unutamıyorum... Anlatamıyorum Küçüldükçe küçülüyorum 17 Kasım 2016 |