PERİŞANHikâyem, hüzünlü bir destan oldu, Okuyan, anlatan diller perişan, Gönlüm, vurgun yemiş gülistan oldu, Gülistan perişan, güller perişan... Gönlüm, cemrelere inandı, kandı Yalancı baharı, yaz geldi sandı. Don vurdu ağacı, çiçekler yandı; Çiçekler perişan, dallar perişan... Hayat, sırtıma hep dertler yükledi, Her sevdâ, hicrana hicran ekledi, Kollarım, boş yere açık bekledi, Sevgiyle açılan kollar perişan... Gözlerim her yöne aşkla bakardı, Ellerimden sıcak sevgi akardı. Bilirdim, her şeyin bir sonu vardı; Gözüm görmez oldu, eller perişan... Her günüm, ateşe atlarcasına, İçimde volkanlar patlarcasına, Yürüdüm, tabanım çatlarcasına, Ben perişan oldum, yollar perişan... Kaderim bana hep hüsranı seçmiş, Yüreğim ömrümce hep hüznü içmiş, Gördüm ki, yıllarım boşuna geçmiş, Şimdi ben perişan, yıllar perişan... Ünal Beşkese |
Gönül, aşk duygusuna öylesine inanmış ki yaşarken de hakkını vermiş. Akuyan, anlatan diller bile derinden hissetmiş samimi duyguları. Vurgun yemiş olan gönül, gülistana dönüşmüş. Gülistana dönüşen gönül, aşk olmuştur ve hiç bir perişanlık onu artık etkilemez.
Çiçekler, dallar, eller, yollar, gözler, yıllar dayanamaz belki yaşanan acıya. Aşka dönüşen gönül, huzuru bulmuştur şiirin yazıldığı hüzünlü yıllar içinde. Yaşamın anlamı, şiirin içine gizlenip, okuyucuya sunulmuş sessizce.
Perişan gibi görünen satırlar, gönlün zenginliğidir aslında.
Saygılarımla.
hayal deniziii tarafından 11/16/2016 2:31:03 PM zamanında düzenlenmiştir.
hayal deniziii tarafından 11/16/2016 3:01:41 PM zamanında düzenlenmiştir.