MATEM KALAYIM
yalnızlık esmer
büyüsü sarışın kısık avazlı serseri bir kurşun lehçede selamlaştığın gönülsüz merhabaların yok saydığın masum gülüşlerim ve daha nicelerinde ben el-pençe divan dururken huzurunda kırlaşmış topraklarında dağıldığımı farket topla beni ey aşk cem et bir terazinin kefesinde tart ne kadar varsa ecirim günahları yaz hesabıma yada dur dokunma durma it beni kör bir kuyuya ironilerinle örttüğün bu bedenimi yaralı bir aşk say içinde armoni bir saz gönülden aşık bir yar şiirden o kadar çok tasvir var ki dilimde susmak ne haddime güldürme çalsın saz ve keman içimden çile yolcusu aşk delalet bu ya aşk ölmüş bilmeden ben artık ithaf sayıyorum lisan-ı hal biliyorum hayat bir masalmış dilim ona lal dilim ona aldanmış matem her günüm yarınlar ise gülsüz bahçe fakiri kuru bir ırmaktan besleniyorken çimenin yeşili, çığlıklar istemsiz savruk lisanımda aşk beceriksiz bir gün bir yıl bir ömür hayasızca devini yaşar şiirdir şarkıdır ah mıdır bu bana senden gelen oooffff offff dili yaralım yaralı maralım aksağan sözlerim ağır bir roman yazar gece gündüzün içinde bir iki şiir bir iki beste ve upuzun bir roman çalarım içinden olanca düşlerini günü uyandırsam yankılanır ağıtlar günü tutuştursam sevdalar yanar vursam başımı isyan dağlarına ölüm uyanır içimdeki ateş senin gözlerinden düşen gözyaşları gibi ben yandıkça sen ağlarsın yangın yerini akan gözyaşlarınla sel alsın zuhur ederken nice niyazı içeri buyur ettiğimiz yalan sevdaların hikayesi duyulmaz olsun ağır gelmesin evrene sanrıları huşu içinde kıyama durmak mahir bir maharetse sancağında hüznü kana bulanan şanlı bir yas olayım sen beni gönderde yarıya çek bırak hayatında matem olarak kalayım 14/11/2016 Müşteba Güneş |