GEÇMİŞTEN GELECEĞE YOLCULUKLAR-1-Uçsuz bucaksız masmavi denizi Bir uçtan bir uca birleştiren Yarım asırlık taş köprüye Yorgun bedenini taşıyan ayaklar Ağır aksak adımlarla çıkarken, Yürekten dökülüp dile gelmeyen Us da ki karanlık düşüncelere "Bir zamanlar tarihe ayna olan köprü Şimdi yüreğinde ki geçmişin izlerine, Tüm heybetiyle tanık olmaya hazırlanıyor" Düşüncesi bir anda olsa dem vurdu Geçmiş, filim şeridi gibi Gözlerinin önünden geçerken Masmavi Deniz’i kaplayan Kara bulutların ağladığı gibi Kan çanağı göz bebeklerin de Ruhu Ağlıyordu! Ruhun da geçmişten geleceğe çıktığı, Izbe köhne yolculukta her yer karanlıktı GEÇMIŞTEN GELECEĞE YOLCULUKLAR-2 Gözlerinden yüreğine düşen Bir damla huzur, mutluluk, sevgi için Yüreğini kaplamış cam kırıkları arasında Bin bir umut ve binbir hayallerle Gösterişli ama kof çakıl taşlarına sarılmıştı.. Öyle açtı ki ruhu bir yudum sevgiye Fark edemedi taaki Umutlarla bezendirdiği çakıl taşlarının Ayakta başlayıp yürekte son bulan Apansız iğneli sancılarını hissedene kadar... Derken Masmavi denizin üzerini kaplayan Kara bulutlar yerini Güneşin yürekleri ısıtan Aydınlık, can alıcı sıcaklığına bırakırken Anladı ki geç kalmamıştı Güneşli, aydınlık günlerle yüreğinde Vuslata Ermeye! Kendi kendine söz verdi! Geçmişde ayağa takılan çakıl taşları Geleceğe ışık olup yol gösterecek Nasır tutmuş yüreği, içinde yanan Sevgi, Merhamet, Vicdan Ateşinde Eriyip yok olacak, ve Yaşadığı her şeye rağmen Üzerinde durduğu taş köprü gibi Hayatta dimdik kalacak Kendi Işığını Kendi Yakacak Yok Oluş’a Meydan Okuyup Var Oluş’a Merhaba Diyecekti... Ankara 14.11.2016 Pınar ÇETİN |
Kalemin susmasın.........
_______________________________________Selamlar