Duru Suların Misaliyarım yamalak ölümle karışık aldık yaşamın t/adını boyumuz kadar sayıldık şimşeğin ucunda bir avaz yırttık hergün boşluğa şımarmadan geçti meşru yolculuğumuz hayırları cevaplara yıkıp kaç diyar kuruttuk yılgın t/alanlarda kelebekleri kaçırdık düşlerden kırk ten soldurduk bir tas su dökemedik düne ağlarken geçmişi andık bugüne kördük kendi hikâyesini arayan kör sağır yolculardık biz suya hasretken çatırdadı kemiklerimiz hırpalanırken bir saç telinde uyandırdık duyguyu soğuk dokunuşları erittik kana kana çekildik kuyulardan taşları eritirken indirdik dağları sırtımızdan tutkuyla kazıdık patikaları diller anlama kavuşurken birleşen sinede yırttık hüzünleri taşa dönüşürken silkeleyip attık tozunu üstümüzden /kim çalıp geri koymuştu hayatı önümüze/ küflerini kaldırdık büyümüş elllerimizle abanoz derisini yüzüp silkeledik ruhumuzu çoçukluğumuzu birlikte çıkardık altından bir tutam sevinç bırakıp göz kırptık her güne celladını rehin alıp kurban ettik şiire sıkıca kavrayıp en güzel türküde ağırladık yaşamı gide gide bitiremediğimiz yollarda sahipsiz yanlarımızı evlat edinip bağrımıza bastık sinsi tuzaklarda düşleri gözbebeğinden yakaladık siyahın koynunda ışığâ dönüştük /duru suların misaliydik biz/ Ayfer Aksoy 25ekim2016 |