Karanfil kokularında bırakılan gülüşler
Gittin
efkarını bırakıp hayatın çıkmazlarına fırlatıp uzaklara sızılarını, gittin kafanda depreşen anılar yorgun yüreğine yüklediğin gam ve sırtında sızılı hüzünlerle Gözleri uzak dağlara çevrili göğsünden vurulan bir şiir avcısıydın sen kanadıkça içine aktın öpsem kapanır mı ihanetin açtığı yara göğsünde? ceylanlar iner mi pınarlara? bahar gelir mi dağlara? akasyalar boynu bükük şimdi rüzgar suskun, yıdızlar yaralı, ay solgun yitirdi rengini hayat kimsesiz dostluklar acıtıyor içimizi kirpiklerimizi boynu bükük yalnızlıklar ıslatıyor her akşam yürüdüğümüz bütün sokaklara adını verdim kendimce Gittin hayatın sancısına isyan ederek döktün yaprağını sevinçlerin, gittin şimdi ihanet yağmurları yağıyor yaşamın yamaçlarına sensizliğe, sevgisizliğe, boğuluyoruz her gün biraz daha gözlerimizde onulmaz sızılarla, gitgide büyüyor yalnızlığımız avucumuza bıraktığın hoşçakallarda yanıyor içimiz anladımki her ağaç kırılan dalına ağlarmış her gül koparılan goncasına gittin fırtınalar düşürerek yüreğimize yağmur oldun, kar oldun, tipi oldun rüzgar oldun dönüşsüz savruldun uzaklara şimdi gözlerimizde salkım salkım yokluğun gittin ihanet darbeleri yemiş yüreğinle ardında yarım şiirler, yaralı düşler, sessiz gidişler ve karanfil kokularında gülüşler bırakarak gittin. bir daha dönmemek üzre... Nuri CAN |
fırtınalar düşürerek yüreğimize
yağmur oldun, kar oldun, tipi oldun
rüzgar oldun dönüşsüz savruldun uzaklara
şimdi gözlerimizde salkım salkım yokluğun
gittin
ihanet darbeleri yemiş yüreğinle
ardında yarım şiirler, yaralı düşler,
sessiz gidişler
ve karanfil kokularında gülüşler bırakarak
gittin.
Kutluyorum güzel şiirinizi şairim SAYGILAR Selâmlarımla her zaman