Sana olan bütün çirkin gülümsemeler bitti artık bana bak,bende kal
macarlardan biri gelir yanıma iki ekmek almaya birisi olurum ben reçine sürülür ağzıma nemlenir gökyüzü
balad’da akşamlara böyle veda ediliyor sonra ağzımızdan geçer bir yay her konuştuğumuz yanlış anlaşılır
boğazın kesilir bir kez daha içinden yıkık eski köprüler doğar nefes alıyorsun,biliyorum bu çığlık,ankalara ait olamaz daha da ötesi var
sustuk belki bir asır hiç çıkmadı sesimiz ne pazarda bağırıldı gel diye ne garda bağırıldı gel diye gel diyemedik bir asır kimseye basmasını bilmedik dünyanın tellerine sana olan bütün çirkin gülümsemeler de bitti artık bana bak,bende kal
ellerinde kalem ve kağıtlar korkuyorum öğreneceksin diye yeniden başkası olmandan başkalaşmaktan ay ışığı titrek vurur geceye mum üşür günebakanlar sırtını çevirir lambalar girer devreye başımızı yasladığımız o yağmurlu günde bir insan bile kalmaz dışarıda bırak gitsin hepsi sana olan her şey kalacak gibi
benimle böyle konuşma korkuyorum
çıkar geceye bir çakal uluyarak bütün kurtlar yaslar sırtını bir taşa kapanır gözleri ve iner kulakları zeytin ağaçları kahveleşir güneş çıkamaz utancından aydınlığa ortalık boş kalır söğütlerin gölgesinde ellerin ve parmakların sırasıyla soyulur tenin altın kokar kadınsılaşarak çekilir iple bütün özlemler bazen olduğun yerde durarak bazen hiç yorulmadan koşarak
sana olan bütün çirkin gülümsemeler bitti artık bir asır boyunca susturularak.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Susturulmuş şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Susturulmuş şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Susturulmak Sesli bir eylemdir Değişir yüzünüzün rengi Yüreğiniz parmak uçlarından dökülür İçgüdüsel dünyanız adeta ekseninden çıkar Eski bir yaranın mührünü koparıp Yeniden kanar yaranız aşka Susunca susturulunca konuşur yaralı şiirler
Şiirde yatağın altında kalmış fotoğraflar ve yatağın üstünde kalmış olan korkular var.Bana bak bende kal sözü de hemen okunulup geçilecek bir söz gibi de değildi çok beğendim.
Balad gerçekten şiirde ayrı bir esirlik duruma oluşturmuş ama;
çıkar geceye bir çakal uluyarak bütün kurtlar yaslar sırtını bir taşa kapanır gözleri ve iner kulakları zeytin ağaçları kahveleşir güneş çıkamaz utancından aydınlığa ortalık boş kalır söğütlerin gölgesinde ellerin ve parmakların sırasıyla soyulur tenin altın kokar kadınsılaşarak çekilir iple bütün özlemler bazen olduğun yerde durarak bazen hiç yorulmadan koşarak
Bu kısımdaki tasvirler harika denilecek kıvamdaydı benim için o ince benzetmeler şiiri daha kalıcı kıvama koymuş günümün şiiri çok beğendim.
Balad şiirin biraz daha gezmiş görmüşüdür diyebiliriz.Anne kuzusu da mantıklı babasının tosunu da olabilir bu size kalmış tabi..
Balad hiç görmediğim bir yer aslında bir yerde okudum senin sorduğun soruların aynısı sordum sonra durup düşündüm balad da akşamlara 'böyle' güzel veda edebileceğimi buldum insanlığa faydasız kendime faydalı bir şey yaptım bu sefer.
Sanki diğer seferler faydalı şeyler yapıyormuş gibi.
Balat benim burcum,yükselenim de aynı