Dedim ki bugün sultanım olsa da aşkı yazmayım
Boş kalsın satır araları, erguvan bahçelerinde
Üstü kırmızıdan olsun altını sarıya boyayım.
Laleler dönsün gökyüzünde süzülen aşk nidasiyla.

Sayfaları ters dönmüş ucu yanık bir kitap olayım.
Yalpalanırken yapraklar bu çerçevede kırık dallarım
Sen ne yanık kokusunu oku ne de ben yazayım
Sonsuzdan gelen sonsuza giden vav edasıyla

Rüzgar gülünden gökyüzüne merdiven kurayım
Paket yapıp postalayayım kalbimi kırlangıçlar göçünde
Ah kelimelere döküp aşka kimleri gülümseteyim
Çılgınca yağsın yağmurlar üzerime yar sevdasıyla

Sihrinde kalan son yazıları denizler ötesine fırlattım.
Döndü, başım döndü hicap ile sustum sessizliklerdeyim
Lekeler içinde nokta bulmak zordu virgülü nasıl arayım
Çimdendi adamlar pür nur olmuş sanki kav edasıyla

Beyaz kumru ile siyah kumruyu ellerimle uçurdum.
Kırıkdı kanadı kırlangıcın engelli göç mevsiminde.
Sustu bülbüller nazından kahrından ve hala kordayım
Ateşler harlandı hızından tutamadım tav sevdasıyla