BİR ADAMbir adam tanıdım gülüşü dünden yaralı bakışları üzüm karası yüreğinde yılkı atların sabırsız kişnemesiyle koşan geleceğin belirsiz şafağına. otobüs peronlarında el sallamaya alışkın kuru kemikli elleri vardı sarhoşların kaldığı barakalarda sabahlayan gözleri bir damla mutluluğa aç yüreği yoksul gönül bahçesi tarumar bir adam geceyi yudum yudum kurutan. terkedilmiş sokakların adresini en iyi o bilirdi verdiği sözlerin arkası kırmızı balmumuyla mühürlü çarmıha gerilen duygularından sürekli kan damlardı ayakları bu kana bulanık bana gelişleri şahittir şahittir o kana bulayışı beni. ’bitti’ derken sesi titreyen çocuksu halleri hala aklımı kurcalar sebepsiz değildi elbet bu bitişler en iyi ben bilirim ona çanak tutan bendim ne de olsa keskin bir ayrılık kokardı sırtını dönüp gidişleri ve umudu bitirişleri hiç yabancı değil aşkın kanununa. bir adam tanıdım tanıdığıma bin pişman. Ayvazım DENİZ |