“atıl hayat’a”
yüreğinde aşkın korundan güller yanmadıkça gözlerden katre katre girye peyda olmadıkça yumuşacık bir yürek yoksa taşıdığın ve yumuşacık naifçe bakamadıysa gözlerin çiçekleri şefkatle tutmadıysa ellerin ya da bir çocuğun saçlarını okşamadıysan hiç sevgi damarlarından bahsediyorum; hayata sımsıkı tutunan o damarlardan işte tıpkı toprağın ağacın köklerini tutması gibi sımsıkı, sımsıcak bir hayat işte… hayat demişken aslında hayat görebilmektir; göğüs gerebilmek karanlığa aydınlığı görebilmek en nihayet aynada yansıyanın ardını görmek istiridyedeki inci gibi en sert maden cevheri elmas değil mi güldeki diken batsın, kanatsın kanatabildiği kadar ne çıkar hayata dokunabilmek değil midir aslolan yıkılmak çok kolay, mağlup olmak çok kolay geceyi yırtarak tutunmak sıkıca dağların karı varsın çok olsun nasıl olsa elbet çıkacak bir güneş güne eş güneş olmalı seni saran, ısıtan yaşamak diz boyu toz duman olsa ne çıkar çıkar bir rüzgâr, eser bir yel uçar gider aslında hayat adım adım yaşamak ister yaşlanmak sadece yaşadıklarımızdan ibaret ki baki olan sadece ruhumuz… ruhumuz gönülden gönüle giden bir yol ne olursa olsun u’mutlu y’ol mutlu ol… nereye baksam her taraf atıl hayatlar denizi ve girdabında savrulan, boğulanlarla dolu halbuki dağına göre kar var rahman ve rahim olan yüce yaradan demiyor mu bak’ara: “Allah insana yüklemez kaldıramayacağı yükü” onunçün; sıyrıl saplantılarından atıl hayata… ... |
atıl hayata…
Değerli şiiriniz ne güçlü bir motivasyon ve heyecan yaratıyor.
Kutlarım yürekten.
Saygılarımla.