Eylülün Rengi Veda
Billurdan bir ırmağın sükûtunda gizli naz
Alıp başını giden hangi Leyla zamansız Sararır yere düşer gül dudaktaki niyaz Ölüm kapıyı çalar duyan sanır ki ansız Kısalan gün ucunda eylülün rengi veda Gönüllerde burukluk ve dillerde elveda Muhacir duyguların ucunda gül yaprağı Süzülür bakışından gönle hüzün gidenin Ağır ağır örülür ipekten veda ağı Harflerin sinesinde sükut bürülü enin Kısalan gün ucunda eylülün rengi veda Gönüllerde burukluk ve dillerde elveda Şadırvanlar şahittir azizliğine suyun Dokunduğunda tene uhrevileşir zaman Farkına varamayız cihandaki hay huyun Melek kanatlarıyla yunur seher vakti an Kısalan gün ucunda eylülün rengi veda Gönüllerde burukluk ve dillerde elveda Sızı boyar doğayı hazan ondan bilinir Eylül solan hayalin suya akseden resmi Bu demde hüzün ancak hüzün ile silinir Yazılır su üstüne yârin efsane ismi Kısalan gün ucunda eylülün rengi veda Gönüllerde burukluk ve dillerde elveda Dudaktaki tebessüm aynada donar kalır Sönükleşir anılar titreyen bakışlarda Sinemizdeki hüznü hüznün sahibi alır Baharı yaşarız biz dondurucu kışlarda Kısalan gün ucunda eylülün rengi veda Gönüllerde burukluk ve dillerde elveda Ankara,09.09.2016 İbrahim KİLİK |