Kalemim
Ölmeden anlaşılacağım
feryâdım, bağırışım bu dünyadan fırâk Duygularım yine dilfilli sert bir dille hars olurken gizlemek istiyorum tavan arası telaşımı Suskunluğu hesap ediyor ürperen duygularım ihtimalleri karalıyor gönül sancımı kucaklayan beni yazan kalemim Çoğu akşam bu vakitlerde ’’düşvar’’ boşuna mı yazıyor tohum ekerek beyaz kağıtlara merhametle dize dize Yanılmış aklımın hatar pişmanlıklarını bir molalık ayak ucumda dinlendirdim dün-ü gün Rüyâların soluk alışında yetim gençliğim yatar serin bir esinti ağırlıyor dünya misafirliğimi Gümüşhanlı’yım hurdahuş hayatımın koynunda ölümümün sızlanışı ürkek-titrek dolanır yakamda, yanıbaşımda . |