ÖLÜMSÜZ AŞKLAR (14) YANLIŞLIKŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Not 1- Ölümsüz Aşklar serisinin 11 ci şiirinin devamıdır. Nereden çıktı bubu mahkeme derseniz, çok şükür benim mahkemelerle falan işim olmadı. Sevda mahkemelerinde oldu ama. :)
Not 2- Zaman zaman öykü-şiir tarzında şiirler de yazıyorum. Amacım nesir ile şiiri bir arada harmanlayıp okuyucuyu bu şiirde olduğu gibi biraz eğlendirmek, onları hayatın stresinden biraz olsun uzaklaştırarak hem güldürmek hem de düşünmelerini sağlamaktır. Türk ve dünya edebiyatında daha önce hiç denenmemiş bir şiir tarzı bu. Sürekli yenilik ve arayış içindeyim. Önemli olan okuyucuların okurken neler hissettikleri. Okuyucu en büyük jüridir. En doğru kararı onlar verir. ‘’Yine mi sen evladım!’’ ‘’Benim babacığım, hazır gelmişken verin mübarek elinizi öpeyim. Bayramda ayrıca öperim.’’ ‘’Hasbin Allah… Ne yapacağız seninle bilmem ki. Hakkında şikayet var, taciz etmişsin kızı." ‘’Kim? Ben mi? Asla… Kitaplarda yazar, bende yazmaz öyle şeyler hakim bey amca." ‘’Yalan mı söyleyecek, şahit, ispat da var, ulu orta yapılır mı böyle bir şey?" ‘’Bu iğrenç işin gizlisi de saklısı da olmaz, iyi tetkik edilsin, üzerime oyunlar oynanıyor." ‘’OIay günü ve saatinde nerdeydin? İspat et!’’ ‘’Belediyeye gitmiştim. Su parası, çöp vergisi , emlak servisi derken başım döndü, oturayım derken yanlışlıkla kızın kucağına düştüm.’’ ‘’Eeee, sonra ne oldu?’’ ‘’Ne olsun, o an kendimi öyle huzurlu öyle mutlu hissettim ki, ilham geldi, hazır kucağına düşmüşken şiir yazdım.’’ ‘’O kadar kısa sürede öyle mi? Oğlum sen hiç mi akıllanmayacaksın.’’ ‘’Estagfurullah hakimim. Böyle iyi. Yani ne diyeyim, İzmir üzümü mü desem, Aydın inciri mi desem, Kırkağaç kavunu mu desem. Yok yok, Malatya Kayısısı. Hem şifadır kayısı.’’ ‘’Ne diyorsun sen! Kırahathane mi burası? Gevezelik edip durma! Kırarım kalemimi, atarım seni kodese!’’ "Ahacık açık ve net söylüyorum, atmazsan şerefsizsin hakimim. Ben burada oturan mahkeme duvarı suratlı kızı tanımıyorum.’’ ‘’Doğru mu söylüyorsun? Bak bakim şu kızın suratına, aynı kişi mi, yüzleşin çabuk.’’ ‘’Yok, gözünün yağını köpekler yesin, bu kız, o kız değil hakim bey amca. Keşke görmez olaydım, kafasına çuval geçirsem dahi, şiir filan yazamam bu kıza.’’ ‘’Ne diyorsun oğlum sen? Bırak şiiri miiri, şimdi içeri atacağım seni.’’ ‘’Atmazsan huzur bulmam. At vallahi, tef çalar oynarım. Bol bol da zamanım olur, belki şarkı, türkü de bestelerim.’’ ‘’Besteletirler sana, görürsün anyayı Konya’yı.. Millet Mersin’e gider, sen gidersin tersine.’’ ‘’Bu çirkin ördek yavrusunu ilk kez gördüm hakim bey amca. İyi ki rüyalarıma falan girmedi, resmen kâbusa dönerdi hayatım.’’ ‘’Kızım, iyi bak bu herifin suratına. Seni elleyen bu adam mıydı?’’ ‘’Benziyor da, benzemiyor da hakim bey. Emin değilim. Keşke bu adam elleseydi, şikayetçi de olmazdım.’’ ‘’Mahkeme salonunu curcunaya çevirdiniz. Atarım ikinizi de aynı deliğe.’’ ‘’Tövbe de hakimim. Beni çukura atın, kimsesizler mezarlığına gömün, bu kızla yan yana getirmeyin.’’ ‘’Ayağa kalk Vecihi, karar!’’ ‘’İtirazım var. Bana Kara Murat deyin, tamam o benim. Sultan Murat deyin, o da benim. Vecihi, Mecihi tanımam, muhtemelen onlar da beni tanımaz. O ben değilim. Nüfus kayıtları karışmış olmalı.’’ ‘’Offf ulan başımın belâsı adam. Baştan söyleseydin ya.’’ ‘’Baştan adımı doğru telaffuz etseydiniz, yine bu suçlamaları kabul etmezdim. Kucağına yanlışlıkla düştüğüm kızı getirseydiniz, yeminle kabul ederdim. Hatta üste para bile verirdim atın beni içeri diye.’’ ‘’Karar! Duruşmanın çıkmaz ayın çarşambası, gece saat on ikiye beş kalaya bırakılmasına, nüfus kayıtlarının ilgili müdürlükten istenmesine, Bir Gülü Sevdim şarkısının duruşma boyunca çalınmasına, hatta o günün resmi tatil olması ve Milli Gül Bayramı olarak kutlanması için resmi gazetede yayımlanması konusunda büyük millet meclisine dilekçe verilmesine… "Büyüksün hakimim. Elini de, ayağını da, umumi daha ne kadar varsa öpülecek yeriniz, öperim sevgiyle ve tabii saygımla.’’ ‘’Ulan deli çocuk. Ciddi mi sandın? Şaka, şaka. Vicdanen karar vereceğim ya, nasıl oluyormuş bu delilik diye empati yaptım. Çok da iyi bir şeymiş yahu. Herkesin kucağına düşülmez, kucağına düştüğün kıza selam söyle, senden iyisini mi bulacak. Dikkat et kendine, çık evladım, hadi, serbestsin." ‘’Hadi gözümüz aydın… Kulaklarımız Manisa.. Ordu’nun dereleri de güzeldir. Büyüksün hakimim.‘’ Vecdi Murat SOYDAN (Yaşanmamış Aşkların Şairi) 08 Eylül 2016, Isparta Not 1- Ölümsüz Aşklar serisinin 11 ci şiirinin devamıdır. Nereden çıktı bu mahkeme derseniz, çok şükür benim mahkemelerle falan işim olmadı. Sevda mahkemelerinde oldu ama. :) Not 2- Zaman zaman öykü-şiir tarzında şiirler de yazıyorum. Amacım nesir ile şiiri bir arada harmanlayıp okuyucuyu bu şiirde olduğu gibi biraz eğlendirmek, onları hayatın stresinden biraz olsun uzaklaştırarak hem güldürmek hem de düşünmelerini sağlamaktır. Türk ve dünya edebiyatında daha önce hiç denenmemiş bir şiir tarzı bu. Sürekli yenilik ve arayış içindeyim. Önemli olan okuyucuların okurken neler hissettikleri. Okuyucu en büyük jüridir. En doğru kararı onlar verir. |
Beğendim...
.................................................. Saygı ve Selamlar..