Aydede
Sen benim kavgam, sen benim barıştığım
Hasrete karışıp görmemeye alıştığım Sen benim durulduğum Güneşten önce uyanıp bir saat gibi kurulduğum… Sen benim bestem, yürüyüşü ahestem Kâinatı yakardım bir gün olsun ah etsen… Sabahım, günaydınım, öğleden sonram, akşamüstüm Dünyaya fazla gelenim, cennetteki büstüm Sana benzemiyormuş hiçbiri, meleklere küstüm… Sen benim nefesimi kesenim Er mektubu gibisin, Kimseler görmeden okuyamıyorum Tenine ipek kozasından ördüğüm sevda desenim Gülümsemediğin zaman sevdayı dokuyamıyorum… Ömrümün yettiği, öfkemin bittiği yer Görürüm görmezim, ölürüm ölmezim Bilirim sevmezim!... Ayrılıkların nedensizi, sevgimin bedelsizi İç yangınım, ince sızım, yeni doğmuş kızım Bak; bu baharda yalnızım… Olurum olmazım, sevdalara doymazım Gidenim gelmezim, sebebini bilmezim Gözlerini kırpsan sevdama sürgündür Kollarımdaysan, ömür dediğin bir gündür. Çekinme buyur, sen yine eli güldür… Sen benim üşenmeye erindiğim Ellere gitsen de mutlusun diye sevindiğim Kahkahalarla gülerken bile Yüreğimdeki yangını bir yetmişlikle devirdiğim… Seni güllere sunsam koklasalar Gerçek bir çiçeği görüp, kıskanıp korkmasalar… Sen benim Gözlerimi kaçırıp kuşlara baktığım ilk ihanetim Kalbinin içinde kendimi öldürdüğüm ilk cinayetim Gitme! Bırakma gökyüzünü yetim İlk mahpusum, erken tahliyem, hürriyetim… Çığlıklar içinde uyandığım kâbusum Harama bulaşmayanım, namusum Kitabım önsözüm, son harfim, ünsüzüm… Cesaretim, esaretim, sevda kefaletim… İlk yolculuğum Cam kenarına hasret koridor hüznüm Simsiyah bir gecede, uzak kasabalarda ışıldayan Sokak lambası gözlüm… Üzerine konan kelebeklerle sözlüm… Sen benim öteki dünyam Sol tarafım Vazgeçemediğim, arafım… Hala masumum Sana benziyorum gitgide Bana mısın demedim feleğe Ömrümü alıp gitti de… Hadi durma sen yeter ki “He” de Belki bu bayram çocuklara harçlık verir Ay’dede… |