XIII...
Çift basamaklı bir sayı mıydı sadece XIII ?
Bölünür müydü? Çarpılır mıydı? Çıkarmalı mıydı, yoksa toplamalı mıydı? Yok, öyle bir şey değildi. Sonbahar yaprakları gibi koparılıp atılan, Baharı es geçen, Yazı hiç gelmeyen, Kışı narsistçe bekleyen, Takvimde sırra karışmış, Ayın on üçü... Aylardan hangisiydi Ocak, Şubat, Mart... Ne önemi var on üçüydü işte. Doğduğum gün müydü? Yoksa, yoksa öldüğüm gün mü? Bir başlangıç, Evet öyle olmalıydı. XIII neydi !!! Bir savaşçı edasıyla hayata direnmenin günüydü belki de. Kayboluşum, El yordamıyla kendimi arayışımın, Korkularımın on üçü. Üşümek, Yanmak, Sanki buzdan bir heykel, Kırılma noktasında, Lavların sarmaladığı on üç bendim. Ben! Akıl dışı, Evet evet kesinlikle, Tarihin bilmem kaçı, Ne zırvalıyorum. Delirdiğim gün müydü on üç?.. H. Çiğdem Deniz. |