Toprak seni çağırırYeşeriken bedenin büyür minik ellerin Mimiklerin hoş olur annen seni çağırır Yürüsün yavaş yavaş bir hoş olur dillerin Sarılıp sevmek için baban seni çağırır Uzar büyürken boyun şekil alır vucudun Aklın erer çok şeye misket sıkar avucun Sırtında önlük çanta mahçup çıkar gülüşün Okuman yazman için okul seni çağırır Saçlarını tararsın yürüyüp yan bakarsın Düşersin aşk derdine kendine meşk ararsın Sever seçer bu dersin sonra başka seversin Gönlün deli tay olur gençlik seni çağırır Aşklar seni yorar dunya seni pişirir Çocukça kararların zaman ile değişir Dost düyasında gezin fikirlerin pekişir Aklın başına düşer vatan seni çağırır Vatan borcunu öder öz yuvana dönersin Büyükler hep toplanır başın yanar bilmezsin Kısa bir zaman sonra hayat müşterek dersin Düğün dernek kurulur zevcen seni çağırır Geçim derdine düşer durmadan çalış çalış Eve nevale lazım ardı bitmez spariş Ne çile biter artık,ne mesai nede iş Tez eve ekmek getir,hanım seni çağırır Birgün ansızın hanım verir güzel müjdeyi Çığlık nara atarak kutlarsın ilk bebeyi İki kat daha çaba yiter boynun dreği Baba oldun diyerek doktor seni çağırır Mesain iki katı bir boğaz daha olsa Uykulu gözler ile beklersin akşam olsa Zil çalsan kapı açsa evlat boynunu sarsa Hüznünü sevinç kaplar evlat öperse seni Büyüt okut evladı bir asker diğer gelin Oğlana kıza düğün birden bükülür belin Gırtlağa kadar borcun taksit olur ederin Birden efendi diye esnaf seni çağırır Fabrikadan emekli kağıdında verilir Maaş bağlanır sana kıdem hibe edilir Tek muhabet sırdaşın torunun olur senin Dizlerin başlar sızlar toprak seni çağırır M.Kılıçel |