HAYATA HÜKMEDEN KADIN HAKKINDA KOMPOZİSYONGiriş Bu hikaye bir kadını anlatır Bir kadın dünyayı. Tanrıdan gayrı kainatta Bir tek, kadın yaratır. Bu hikaye, Öyle bir kadını anlatır. Annesinin bir tanesi değildi. Yaz sıcağını hissederken mevsim Büyük haykırışlarla doğdu Küçük bir Anadolu şehrinde. Şehir küçüktü, ailesi sıradan. Cennet nuru taşıyan gözleri güldü Mehtabın gölgesi vurdu gökyüzüne Kainat mehtaba üzüldü Farklı yaratmıştı yaradan. Bebek oldu ağladı Çocuk oldu oynadı Her çocuk gibi, hiçbirine doymadı. Siyah önlük beyaz yaka Merhaba dedi hayata Kara tahta önünde beyaz tebeşir Hala küçüktü şehir, Çamurlu sokaklarında Eli nasırlı kadınlar gezerdi. Anaydı eli nasırlı kadınlar, Anadoluydu şehir. Nasır tutmasın diye çabaladığı Anasının elleri, Yalnız onu üzerdi. Büyüdü, Çirkin ördek yavrusu. Büyüdükçe daha küçüldü şehri. Küçük mutfak masasında Büyük hayallerle doldu defterleri. Hüzünlerini içinde eritirken güçlüydü, Sevinçlerini paylaşırken sessiz. Mahallenin en delikanlısını sevdi, Sıcak düşler kurdu Soğuk tavan arasında. Melahat ablasının anlattıklarından öğrendi Sevginin ötesini. Ardiye manzaralı küçük pencereli odasında Geleceğini düşledi durdu. Gelişme Henüz uçmaya başlamışken Minik sığırcık kuşu Göçmen kuşlara karıştı. Sevdiğini ardında bıraktı Bir daha görmedi zaten yüzünü Büyük şehir sevgiye çok uzaktı Büyük şehir, büyük lokma Havası kirliydi , insanı kibirli Çabuk alıştı fakat Geceler uzundu yurt odalarında Şehir büyüktü, odalar küçük. Ta ki sevdi yeniden Sebebini bilmeden Odalar büyüktü artık, şehir küçük. Lakin adı mı farklıydı aşkın buralarda Benzemiyordu yaşadığı Dinlediği çocukluk hikayelerine. Pınarbaşında görüp de kızları Ilgıt ılgıt esen aşk yeliyle savrulan Nazlı yare varmak için engeller aşıp Aşkın ateşiyle yanıp kavrulan , o aşıklar yoktu Rahle-i tedrisatından geçen Karacaoğlan’ın Gözleri huzur bulunasıydı anlayana Gülüşü hala aynıydı Sevgisi hala masum. Zaman akıp giderken Farkında değildi yaşadığının. Birden küçüldü yurt odaları yeniden Geceler daha bir uzadı Adı değişti sevgisinin Keder oldu, hüzün oldu, intikam oldu, Kendisini bıraktı, ruhunu besledi Çilegâhına çekildi tarifsiz zamanlarca Kurudu dudakları Bir damla su istemedi Gözleri hala nurluydu Gülüşü huzurlu Keder yazılıydı alnının bir yerinde Yazılmışsa çekerim dedi Ardına bakmadan devam etti yoluna Şehir hala büyüktü Küçük yurt odaları başkalarınındı artık Kadındı, yarattı. Her şeye rağmen, herkese karşı İstediği adımları attı Geceler uzundu hala Kendisini değil ruhunu besledi yıllarca Sigarasını yarım içerken Kadehleri her daim doluydu Gözleri dolu doluydu Hala nurluydu lakin, Gülüşü huzurluydu Kadındı, yarattı. Uyandı gecesinin yarısında Minik sığırcığı Anka Kuşu yaptı Her şeye rağmen, herkese karşı Başka bir adım attı Kendini yeni baştan yarattı. Şehir küçüktü artık, o büyük Cennet nuru taşıyan gözleri yine güldü Mehtabın gölgesi vurdu gökyüzüne Kainat mehtaba tekrar üzüldü “Elveda!” dedi geceye. Sonuç İhtiyaç duymadı günışığına Kendi çizdiği yolda yürüdü. Patikalar göz kırptığında Onların da gönlünü aldı. Kalp kırmadan yaşamayı diledi Kalbi kırılsa da kırmadı kalpleri Geceler karanlık olsa da bazen Uzun değildi eskisi kadar Hayatı öğüttü yüreğinde Yüreğini eğitti hayat İncitti yüreğini insaftan yoksunlar Her birine ayrı fasıl açtı Lâl oldu dili söylemedi Duymadı hiç kimseleri Gelecek onundu, pes etmedi Yılmadan, usanmadan o günleri bekledi. Bütün yollar ona çıkıyor şimdi. Yokolmadan yaşıyor hengâmesinde Adı büyük kendi küçük şehrin. Küçük şehrini özlüyor kimi zaman Yollarında çamur kalmasa da Halâ ellerinde nasır olan kadınları. Sigaraları yarım kalmıyor kültablasında Her anın tadına varıyor Her anıyla siliniyor geçmişinden bir anı Hayatın tadını çıkarıyor. Gözlerinde huzur bulan var mı bilinmez Sevgisi hala masum Gözleri dolu dolu her daim Sevgi dolu, aşk dolu, yaş dolu Halâ nurlu lakin her bakışında Gülüşü huzurlu. İşte bu hikaye o kadını anlatır O kadın dünyayı. Tanrıdan gayrı kainatta Bir tek, kadın yaratır. O kadın, beni yaratır. Bu hikaye, O kadını anlatır. |