Gözüm özgün seyiriyor sabahın gözüne kepçe gibi kalkıyorum trım trak trım trak sesler geliyor,gürültü çoğalıyor toplanmış bir insan kalabalığı ne meraklı insanlar var kazılmış çukuru izliyor ittirsem arkadan düşse içine boğulacak makine çalışıyor her şeye rağmen trım trak trım trak
gözleri büyüyor bir adamın yanındakine hayretle bir şeyler anlatıyor makineci bir yıldız edasında yıkıyor bütün yolu adamın elleri birazdan koybolucak sürekli merak ediliyor yerin için kazıldıkça makine gürlüyor her şeye rağmen trım trak trım trak
büyüyecek oradan bir kule yükselecek çocukların uzanamayacağı kadar yükseğe insanlar merak etsin tek derdi bu makineci abinin gönlü kabarsın bir adam büyüyünce torunlarına anlatsın içini görür bir kulenin onun da içinde saklanacak bir makine uzaktan göz kırpar trım trak trım trak
bir taş atarsın taş nereye giderse orasıdır başı köşelerin çünkü attığın yerde kalır her şey koro halinde üşür kaldırımlar ısınmak için daha çok ayağa gerek var bence sende dönüp bir bak kalbi kırılıyor makinenin trım trak trım trak.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Trım trak şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Trım trak şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Nazım'ın dediği gibi bunlar toprağa ağaca yaşama düşmanlar.. Artık zirvesindeyiz bu durumun..Daha fazla kar adına yapılan hırs yalnızca insanı değil tüm canlıları öldürüyor.. Bir kaç hafta önce yaz yağmuruna yakalanmıştım Leventte.. Kaldırım boşlıklarından hafifçe esen toprak kokusunu duyumsayınca yağmura aldırmadan bir süre bekledim..Derin derin nefesliyordum.. Akşam bir yerde yazmıştım sonra bir büyüğüm yazdığıma not düşmüş, 'İstanbul da toprak kalmadı ki' Oda bir ironi yapıyordu.. Betona karşı direnen kirpilerin hikayesini bilirsiniz..O ölüm makinelerini çağrıştıran iş makineleri toprağın üstünü örterken herkes öylece izliyormuş.. Kirpiler çıkmış iş makinelerinin karşına..Ama nafile,kocaman araçlar onlarında üzerini kapatarak ilerliyorlarmış.. Sonra diğer kirpiler yüksekçe bir yere çıkıp oklarını fırlatmaya başlamış.. Onları gören hemen herkes birlikte dienmişler toprağı korumaya karşı.. Kirpiler'i de bitirdiler sonunda..Güneşin yüzünü örten devasa çirkinlikler hızla göğün çatısını kaplıyor.. İnsan soğuk bir mekaniğe dönüşüyor.. Yaşlı bir bilge kadının söylediği gibi, 'Toprağa değmiyor ayağımız,bundandır bu hırçınlık bu uğursuz hastalıklar'..
Doğan Güneş. tarafından 8/26/2016 2:21:31 AM zamanında düzenlenmiştir.
Hayat bir ironi haline dönüyor bile komple bir bütün halinde toprak yokken bile havasını alabiliyoruz ama toprağı yok eden de biziz makineleşen de ve esasında insanın insana diklenmesindendir bu.
Artık zirvesindeyiz bu durumun..Daha fazla kar adına yapılan hırs
yalnızca insanı değil tüm canlıları öldürüyor..
Bir kaç hafta önce yaz yağmuruna yakalanmıştım Leventte..
Kaldırım boşlıklarından hafifçe esen toprak kokusunu duyumsayınca
yağmura aldırmadan bir süre bekledim..Derin derin nefesliyordum..
Akşam bir yerde yazmıştım sonra bir büyüğüm yazdığıma not düşmüş,
'İstanbul da toprak kalmadı ki' Oda bir ironi yapıyordu..
Betona karşı direnen kirpilerin hikayesini bilirsiniz..O ölüm makinelerini
çağrıştıran iş makineleri toprağın üstünü örterken herkes öylece izliyormuş..
Kirpiler çıkmış iş makinelerinin karşına..Ama nafile,kocaman araçlar
onlarında üzerini kapatarak ilerliyorlarmış..
Sonra diğer kirpiler yüksekçe bir yere çıkıp oklarını fırlatmaya başlamış..
Onları gören hemen herkes birlikte dienmişler toprağı korumaya karşı..
Kirpiler'i de bitirdiler sonunda..Güneşin yüzünü örten devasa
çirkinlikler hızla göğün çatısını kaplıyor..
İnsan soğuk bir mekaniğe dönüşüyor..
Yaşlı bir bilge kadının söylediği gibi,
'Toprağa değmiyor ayağımız,bundandır
bu hırçınlık bu uğursuz hastalıklar'..
Doğan Güneş. tarafından 8/26/2016 2:21:31 AM zamanında düzenlenmiştir.