Ekimyeli
Hoyrat gecenin
Tutkulu anına denk geliyorum. Romanlardaki kahramanlar ile Seviştiğimi anımsadığım oluyor. Hatta zaman zaman Bir şiire gebe kalıyorum, İmkanı olmayan romanlardan. Olay örgülerinden patikler örüyorum, Henüz doğmamış şiirime. Ve romanlardaki alafranga yaşantılar ile Doyuruyorum şiirimin karnının. Kalp atışlarını hissediyorum, Mürekkebi bitmez kalemimin ucunda. Sonra bir bakıyorum Zaman dediğimiz mahluk Koskoca dokuz ayıma eşlik etmiş. Derken, Şiirimin doğumu Bir kitapta gerçekleşiyor. Kitabın adı, Mavi gözlü dev; Nazım hikmet. Doğumun en güzel Can bulmuş hali bu. Her yeni doğan şiiri aldıkları gibi Alıyorlar onu benden. Tozlu raflardaki,edebiyat defterlerinin Arasına koyuyorlar. Hemen ardından İsmi fısıldanıyor kulağına şiirimin. "Ekimyeli." Benim lügatımda, Birbirini çok seven Ama birbirlerine gönül veremeyen İki deliyi simgeliyor,ekimyeli. Zaman geçiyor biraz Üzerime hafif yıpranmış Kim bilir kaç kışı gören İmlanı geçirdikten hemen sonra Taburcu oluyoruz, Nazım Hikmet’ten. Ait olduğumuz yere, Şiirler şehrine gidiyoruz birlikte. Evimiz 2 sayfa arası bir ayraç. Duvarları noktalamalardan yapılma Camları söz sanatlarından olan. Şiirler şehri soğuk, Poyraz yer yüzünde şiir bırakmıyor. Estikçe esiyor Ayracımıza yıkıcı poyrazlar. Açık kalmış söz sanatlarından giriyor İçeriye bu soğuk, Belli ki Ekimyelime esiyor rüzgar. Ayakları mosmor kesiliyor. Şiirime; Olay örgülerinden ördüğüm Patikleri giydiriyorum. Saçlarına imgelerden toka takıyorum. Tüm sevgim ile öpücük konduruyorum Şimdiden besteller olan satırlarına. Onu özgünlüğüm ile emziriyorum. Boğazından özgürlüğü geçiriyorum. Sonra bir bakıyorum Zaman dediğimiz mahluk Yine eşlik ediyor bize. Dahası Babası oluyor ekimyelinin. Arkadaşı,sevgilisi,büyükannesi. Git gide de serpiliyor şiirim. Büyüyor büyüdükçe. Okuyanı bol oluyor. Yeni şiirlere, Seven ama gönül veremeyen delilere Nice onlar gibi olan ekimyellerine Gebe kalıyor. Kaçınız, Yol veriniz. Yeni bir edebiyat doğuyor! |