Bilmem Ki Ne Dersiniz
Ne diyordum…
İki akşam öncesinde Hicaz bir şarkıydım ben, Katlanmış duygular arasında Naftalin/siz gecede, İri iri güveler yedi beni Uyurken üstü açılmış, kötü rüyamda kırpılmamış gözümü kırptı delik deşik soru işaretleri Uyuklayan sokakta fesleğenlerini seviyordu teneke kutular Buruşuk bir hüzündüm, kızıl kıyamet sabah üstü Saklanmış güneşi ararken alaca karanlık, sokağa çağırdı bir yağmur birikintisi Bilsem ki rahmet yağacak bir yama daha atardım yalnızlığa Ya da… bir saç/ak/altı tarardı saçlarımı Sus derdim, söz isteyen işaret parmağıma Aynı günün sabahında arkasına bakmayan bir kadın, çantasından düşürdü beni Elinin izi kaldı boyun bağımda Eski bir plaklığın iğnesi ile, Rahmaninov ağladı hatta Elmacık kemiğimle birlikte Şapkamdan bir bağlaç çıkarıp, İki sözü bağladım bir ah la Aynı günün akşamında Gözlerimde dinlenen maviyle İki çift laf ettim Rastgele dedim Salıyı yem yapmış, Eylül çeken oltaya Gelin turşusu yedim, Sokak ortasında Sağdıcım oldu rakı sofrası Sahanda gökyüzü Ekmek arası deniz Şahitti rüzgar gülü toplayan, Çizgili pijamalı adam Ve zer/zevat Düş müydü ,sahi mi Bilmem ki… Siz ne dersiniz Suadiyeağustosikibinonaltı Demir Mutlugil |