Türk'üm Doğruyum Fena Halde Doluyum
Bizim çocukluğumuzda,
İlkokullarda vardı andımız... Hala da varmı bilmiyorum. ’Türk’üm, doğruyum, çalışkanım, Yasam küçüklerimi sevmek, büyüklerimi saymak’ Diye uzar giderdi... Merhum Reşit Galip tarafından, Kaleme alınmış bir vakit. Biz de deriz ki; Türk’sün, doğrusun, çalışkansında, Niye bu ülkede fakirlik diz boyu, Büyük çoğunluk için geceler koyumu koyu, Seçimde aldınmı üç beş bin oyu, Milleti unut gitsin. Niye hala memlekette, Milli gelir on bin doların üstüne çıkamıyor. Gel de sen bunlara kafa yor. Daha duur bitmedi... Adamlar bir yol yapar elli senelik. Biz de pek meraklıyız, İki senede bir yolları asfaltlarız... İnsana hiç bir şey katmayan, Magazin programlarını, Gece yarılarına kadar izleriz, Kültür programlarının reytingini dibe vurduran bizleriz... Aşırı kar ve yağmurda, Şehirlerimiz Venedik’i aratmaz, Buna rağmen kimse de belediyelere, Gözlerini karartmaz... Anladık Türk’sün doğrusun amma, Yolda hiç doğru gitmiyorsun, Hep trafik kazasına sebep oluyorsun... Anladık çalışkansın amma, Hep başka memleketlerde, Başka şirketlerde çalışkansın. Kendi memleketinin şirketlerini, Yabancılara sattılar zaten... Demekki bazı şeyleri, Çocuklara papağan gibi tekrarlatmakla, Olmuyor bu işler... Bir muzip yazar arkadaşta, ’Türk’üm, doğruyum, fena halde doluyum’diye yazmış. Hangimiz değiliz ki dostum; Hangimiz değiliz ki... |