Bir adam gördüm ağzı olmadan da konuşabiliyor gözleri vardı çokça bakınca göremiyorsun öyle bu adam neyin de nesi böyle sevgiye doymuyor domuzlaşıyor oturduğu iskemlenin daima ayakları kırık kalbi paramparça her halinden belli bahçesine gidip büyütüyor ağaçlarını uzatıyor ayaklarını dalların tersine dönüyor dünya belirsiz günlerini sayıyor durmadan korkuyor sevgiye dair her şeyden korkutulmuş saydam haliyle sevgiden gölgesi dolaşıyor esmer bir gecede korkuyor adam kendisinden
bir adam var yüzünde hazır çizgileri annesi zamanında birilerini çok sevmiş babası belki yarım asır boş gezmiş kahveye girmeye niyetli korkuyor yüzündeki çizgilerden bütün boşluklarını şaraplarla dolduruyor yürümesini yeni öğrenmiş gibi giriyor içeri şapkası yüzünün yarısını kapatmış bütün kara bakışlar öldürüyor bir adam var burada domuzlaşana kadar seviyor
gidemedi hiçbirinden gitmesini bir türlü öğrenemedi belki de bilmiyordu gitmesini ama nasıl oldu da öğrendi böyle sevmesini bir tren kadar bağlıydı demire ve her istasyonda hikayesini anlatıyordu boşa çekilen bütün vagonlara
bir adam bitmeyen bir cumartesiyi düşünüyor saat tam 12 gün hiç gitmeyecek gibi yelkovana direniyor belli bir vakit kırılıyor çat sesiyle iskemle ayağı susuyor olduğu yerde çok yorulmuş olmalı esmerleşen günün içinde uçumluydu o gün isa’nın tabiriyle beklemekle geçecek ömrü o da bunu biliyor belde belde bıraktığı tüm üzüntüler dağıldı çoktan bütün mahalleye konuşmayı o zaman unuttu gözleri o zaman büyüdü alacakaranlığa o zaman yuttu ilk şarabını bir adam yüzsüzleşiyor hatırlamaya çalıştıkça adını.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bir adam şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bir adam şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Trenin demire bağlılığı çok kişi gibi beni de etkiledi. Domuzlaşana kadar sevebilen biri olarak beni sanırım "korkuyor yüzündeki çizgilerden" daha çok etkiledi.
Off nasıl güzel bu dizeler, Rabbim size öyle güzel bir yürek nasip etmiş ki, bunları bizlerle paylaştığına minnettarım Tanrım sizi esirgesin her türlü kötülükten.. Yüreğine sağlık değerli şairem ...
Şiir ustaca yazılmış ve kurgulanmış şiirlerin zaten doğru yönde gidiyor bana göre.
gidemedi hiçbirinden gitmesini bir türlü öğrenemedi belki de bilmiyordu gitmesini ama nasıl oldu da öğrendi böyle sevmesini bir tren kadar bağlıydı demire ve her istasyonda hikayesini anlatıyordu boşa çekilen bütün vagonlara
sadece bu kıta bile bir çok şeyin ve belki de bu şiirinde özetiydi şiir eğer doğru yazıldıysa yeryüzünde insana en çok yarayacak ve insanı en çok tarif edecek şey.
Her insanın belli bir yeri kendini belli eder şiirlerin de böyle kısımları olduğuna inanıyorum kapalı yazmak mesele değil ipin ucunu uzaktan da olsa göstermek gerekiyor.
Bir şiirin altında böyle eleştiriler görmek gelecek vaadediyor taktir ettim. Hikayeye gelince.
gidemedi hiçbirinden gitmesini bir türlü öğrenemedi belki de bilmiyordu gitmesini ama nasıl oldu da öğrendi böyle sevmesini bir tren kadar bağlıydı demire ve her istasyonda hikayesini anlatıyordu başkalarının zamanında bak bu adam benim galiba. Saygılar...
Şiir ikinci yeni şiiriydi tam olarak o kırgınlık ancak bu kadar 'uç ve bağımsız' kelimelerle anlatılır. Bence bu şiir kimseye değil sana yazılmış senin içinde var olan bir şeylere hitap etmiş gibi çünkü bir insan ancak kendisini bu kadar iyi tanıyabilir ve bazı duygular var ki şiirde ancak kişi kendisine yazabilir. Çok beğendim şiir final ise muhteşemdi.
Şimdi bu adam 20-40 arasında olmalı yaşı. bana öyle geldi. Şiir de komik ayrıca. Hani anlık sinirle domuzlaşması ya da donuklaşması, daha açık ifade ile mala bağlaması komik evet. Felsefi olarak 20-40 yaş bir erkekte toyluk, çocukluk zamanları olarak kabul edilir. Fikir olarak bu toyluk aşka da, içtimai faaliyetlere de elbette yansıyor.
Ama uzaklaşamıyorum ilk fikrimden, kırgın bir komiklik var.
saygılar