Kumruların Ötüşü...
kumruların ötüşüdür
o beni ta gerilere götüren kargaların gaklamasına da boş ver der gibi zaman serçelerin cik ciklemesi ise sanki dokunur gibi anın ahına uçsuz bucaksız masmavi gökyüzü örterken günü... dündü o hatıraları bir nebze tazelerken geçmişle şimdi ki zamanı geleceğe, hem çok uzak hem çok yakın içteki özlemler sarılırken sıkı sıkı sıcaklığın terlerine, neylesin tulumbanın derinden gelen suyu sıyırıp atamayor ki maziyi diyebilsin bir varmış bir yokmuş abisi... geçmişin gazisi oluyor o işte gurbette ki sılada ki matem bir nevi yaralanmış kuşların uçmaya çalışması gibi yer ile gök arası memleketi diyar diyar gezerken yürekler vatan ne ana ne de baba artık hasreti kamçılıyan bir kangren... ne koparsın ne de koparılır o kahra binbir sabır gayrete çarçur olur umut düşe kalka giderken yaşam, küçücük adımlardır onlar teselliye mesela bir incir mesela bir nar mesela kolda ki bacakta ki geriye kalan kaşıntılar kulakta vızıldarken sızılar aslında her şey güzel bakarken havuzun başından ta uzaklara dağların tuzaklarına, işte yok mu ki o kumruların ötüşü bir bıçak gibi giriyor şimdi ile geçmişin arasına düş ile gerçeğin damarına iyi günler gelecek iyi günler bacanak sanki kuma olmuşuz gibi biz zamana... (Manisa,12.08.2016) Talat Özgen |