SEN GELDİĞİNDE
SEN GELDİĞİNDE
Ve, güller yeşerecek sen geldiğinde… Sessiz sessiz su yürüyecek kuru dallara, Şöyle bir kıpırdanacak sürgünler göz göz, İlk yaprak titreyecek sabahın ayazında, Ve, güller yeşerecek sen geldiğinde… Ve, bir gonca tomurcuklanacak sen geldiğinde… Ben buradayım diyecek, Ben Leylâ’nın özü, Ben Şirin’in sözüyüm, diyecek. Çağıracak bülbülleri dallarına, Onlara sevda türküleri söyletecek. Ve, bir gonca tomurcuklanacak sen geldiğinde… Ve, bir gül açacak sen geldiğinde… Sen kokulu, Sen bakışlı, Sen yüzlü… Seher yellerine verecek kokusunu, Gönderecek, alem gülzâra dönsün diye. Şad edecek bülbülleri. Ve, bir gül açacak sen geldiğinde… Ve, gülün sükûtu başlayacak sen geldiğinde… Son bulacak deli fırtınalar, Çıkacak garip Yusuf, sensizliğin kuyusundan, Çöl, yağmurla vuslata erecek. Bir şeyda akşamın tülünü saracak yarasına, Yıldızsız gözlerine bakacak son defa, Sessizce kapatacak gözlerini, hayalin terk etmesin diye, Bitecek ve tazelenecek hasret. Ve, gülün sükûtu başlayacak sen geldiğinde… |