Divane
Bir âsinin sessiz çığlıydı
Ceddim toprağa dahi küsüşüm Her biçarenin kaderi böyle olsa gerek Hiç dinmek bilmedi gitti İçten içe sarıp sarmalayan elemlerle Amansız çırpınışım Merhem diye kanayan yaralarıma sürülen Bir tutam tuz Ve bir yudum zakkum Bundanmış işte gecelerce inleyişim Savrulan bir ben değilim Şuur fırtınada kayıp Kalp en onulmaz zelzelede darmadağın Meğer viranelerle çevrilmişim Güneş kabuğuna çekilmiş Dolunay küs bu gece bana O yüzden mağrur sokak lambasına esirim Lambalar ışığın cimrisi Pes dedirtircesine bir vaziyet Bu sessizlikte hiçlikten şikayet edişim Zamanlar birbiri ardınca koltuk kapmada Şimdi ahirin merhametsiz katili İstikbaldir sahip olamasam da Ümitvar şekilde bel bağlayışım Gönül amansız bir uykunun derdinde Ayakları kanatan gönlün cam kırıkları Kuşlar tüner gözlerimin kovuklarına Ve o kuşlardır ki devşirme hayatı taklit edişim Yorgun gecenin düğümlü kurşunî şafağında Dağlardan güneşin gülümseyişini gördüm Dostluk eli değilse de her bir huzme Bir hayale tutularak avundum durdum Her cürmün sebebi ben değilim ki Koy kendini bu divanenin yerine Sebeplerdir beni alıp götüren Zemheriden bahara diyar diyar gezdiren Sırların sırrına ermek için çırpınışım |