MAVİ MARTI KANADINDA SAFİRŞimdi temmuz geçti kapıdan / kederinden geberen bir ayinle ne zaman seni özlesem devrik bir cümleyle recmedildi her yaprağı insan türevli gövdelerce kime yanacağını şaşırdı Becoming Human... Bir çağ masalımız olmalıydı, bölünmez yeşilden ya da/ gözlerinden nükleerden konvensionelden atomdam daha da bütün tinden, ateşten, tunçtan, bakırdan, hatta elinin sıcaklığından türevi gülüşünden... Kuşatılmış bir zaman karesinde resmini öperken agzı kanla ıslanan o Mavi Mövenin tutulan aklın, kutsal hipnotizmanın ve hatta tutsak imanın kalbimize saplanan gürzün, kargının, tekerüre saplanmış tarihin... Neresinden baksam ayın arka yüzüne düşer düş evrimim her kırılılan ışıkta çatlar dört kitabın rahlesi yüzüme sıvanan karanlıkta şerh düşerim kendime... Sonrası avuçlarımızdaki fotoğraf Ah Mona acının dip kuyusunda aşka derin sevmeye hüzün her güzel özneye ölüm... Ve en sonrası gölgelerin şeytana sunduğu ruhlarımız Evrimin sonu.... .................. CC_ |