Andıkca içim acırO an.. çok çaresizdim Suskunluğa mahkûm olacak kadar halsizdim Kime ne diyebilirdim, terennüm ettiğim derdin esiriydim Babam hayli saftı Anam mutfak adına mütemadiyen kaygılıydı Yokluk yanı başımızda, hicran her zaman karşımızdaydı Maaş vakti gelince Münhal olduğu üzere babam hiç bulunmazdı Anam sabaha kadar uykusuz kalır ve beni de uyandırırdı Çok susamıştım.. Yürümekten bizardım lakin anneme söylemezdim Onun hicranını artırmamak adına çaresiz sukuta geçerdim Aramak nafileydi Yorgunluk her halimizde serzenişlerin habercisiydiAnnem nedameti davet ederek bedduaların refakatindeydi Ne sıcak bir ekmek Ve ne de hasreti çekilen bir yudum çay bulunmazdı Her zaman denesiz çorba ve bir haftalık pişen ekmek vardı Babam maaşı bitirince Arkadaşlarının tavsiyesiyle bir âlemin keyfiyetinde İki gün sonra karşımızdaydı, lakin ne para ve ne de ar hardı Gün ışımadan.. Çarşıda ne kadar sabahçı kahve varsa bakardık Korkuyla barışık yaşardık, henüz okul başlangıcına uzaktık Ne derman vardı Ve ne de binecek bir vasıta için karşılık vardı Soğuk ve kaygı, korku ve ön yargı bir telaşla yanımızdaydı Bu o kadar acıydı ki Babam namına sinemde buharlaşan bir sancıydı Aile niye vardı, efrat kim için kutsiyet cenahında hayâydı Mustafa Cilasun |