Ab-ı Hayat ÇeşmesiYüreğimde tipi var… Hayallerim sağanak Sanki ıssız dağlarda bir kışa tutulmuşum Sensizlik açık deniz umutlarım sığınak O efsunlu gözlerde bakışa tutulmuşum Bizden yana akarken ab-ı hayat çeşmesi Aklımıza gelmezdi bir tek yudum içmesi Ya, yılların aradan insafsızca geçmesi…! Gönlümüzde ördüğü nakışa tutulmuşum Bir idam mahkûmuyum artık ferman elinde Anladım ki sevmek var bu suçun temelinde Yüreğimde eriyen o buzların selinde… Tutunacak dal yokken akışa tutulmuşum Bir gün neyzen elinde ağlayan dertli Ney’im Bir gün saki elinde kadehlerdeki meyim Altın kafeste bülbül… Şiirlerde dizeyim Bazen yanık türküde ataşa tutulmuşum Dayanılmaz bir halde gecelerin hücumu Bazen sarhoş duygular esir alır ruhumu Bazen hayalin gelir gece böler uykumu Zühre gibi parlayan göz-kaşa tutulmuşum Duygu yüklü kervanlar gece konaklar bende Bazen güneş batınca bazen sabah erkende Her şeyi göze aldım ben seni severken de Sanki yüksek bir yerde temaşa tutulmuşum Çivi gibi ruhuma çakılan gecelerin… Açtıkları yarada senin ki daha derin Sanki tek bekçisiyim gece sensiz evlerin Yâr gönlüne hapsetmiş hep boşa tutulmuşum Ya gece ezer beni ya da deste desteyim Yâr söyleyen dillerde hüzünlü bir besteyim Ey sevgili bilesin…! Belki son nefesteyim Sensiz son yolculukta telaşa tutulmuşum 6.8.2014 |