doğurmayan döngütelaşa gerek yok yel ve sel birleşmedi cepheye sadece klavyeye dokunacağım duvarın siperinden beni terk edip sen gitmeden gelecekler seyredeceğim gözlerini taş kabuklu ağacın giysisiz yapraklarından onlar konuştukça toprak üşüyecek dudaklarına mil çekilen göğün yağmuru ateş unutmayan karanlık utanmıyor vurgusunu soyunan kaç yürek hep arabesk kayaç bu depremler sallanın siz doğrulacak zamanın ayakları bitmeyecek kalemlerin kurşunları en güzel kim ölecekti unuttum anımsarım sanırım öpersem alnını 0031 |