TapınmakBana gülmeyi hatırlattı sabah ışığını odama getiren perde İçinde Latince bir söz söylüyordu şarkılara pembe Yıldızlar üzülüyordu burada gece olmadığına Bana bir mutluluk öğretti annem dikiş kutusunda Bohem dansları yapıyorduk içimizdeki boşluğa Boşluk bir iblis türküsü tutturmuş gidiyordu (hala gider) Sanatın dans kokusu yerini portakal kabuğuna veriyordu Çölün ortasında çanlar çalıyordu, Latin sözler susuyordu Gözü sürmeli bir ördeğe takıldı günüm Ördek gibi sevmek istiyor, acıyordum bahara Yapraklarını kaybeden küçük köyümüz için yapıyordum dansımı Çiçekler çıkıyordu başımdan o bahara, uyuyordum Latince bir şarkıydı o yaz, bize ölmeyi öğütledi Bizse ördekçe sevişiyorduk ışıklarımızla, çıplaktık En kutsal sanatımıza soyunduk, uyuyorduk Dans ediyorduk sözleri götüren damlalara “güneş, bunu bize hep yapacak mısın?” |
bir çocuğun ellerinden tutup gidiyorum hep sizi okudukça,
vardığımız yer ya bir ağacın üstünde minik bir sığınak ya da mavi yolculuklar oluyor..
ejdarhalarla savasıyor insanlar biz geçiyoruz..
güzeldi hemde çok.
sevgiyle.