BahtiyarVurulmuş nefesinle nereye gidiyorsun Ey gözleri kırmızı omuzlarında efkâr Böyle bağrı yaralı seni yok ediyorsun Sükûtun karanlıktır müzmin ümidin esrâr Yoksa hâlâ ısrarla vuslat mı var diyorsun Vurulmuş nefesinle nereye gidiyorsun Sen dipsiz sokakların terk edilmiş hâlesi Masmavi denizlerde suyu paslanmış kara Münzevi yalnızlığın azâd olmaz kölesi Söyle nasıl anlatsın hicrânını şûarâ Anla; çoktan yıkıldı ahde vefa kalesi Sen dipsiz sokakların terk edilmiş hâlesi Ümidin yedi boğum dinle beni bahtiyar Bu küskün yalnızlığın belki bu gün adı yok Ne çıkar güldürmezse hayâlini baht-ı yâr Bil ki hüküm verecek aşka kefil kadı yok Eğer seni görseydi mest olurdu taht-ı yâr Ümidin yedi boğum dinle beni bahtiyar Kaç yıl geçti aradan ne bir ses ne bir nefes Yoksa asır mı oldu bu hasret nöbetinde Belki senden habersiz sığındığın o kafes Tozpembe rüyaların efsunkâr rağbetinde Kırılmış kanadınla nasıl kırılsın mahbes Kaç yıl geçti aradan ne bir ses ne bir nefes Ey çile bezirgânı yâr yaralı şehsuvâr Bilmelisin bu yolun menzili karanlığa Zannetme ki sevene bu cihânda vuslât var Düşünce göreceksin dipsiz perişânlığa Yâr dediğin o canân gecesi olmaz nehâr Ey çile bezirgânı yâr yaralı şehsuvâr Dinle beni bahtiyar bahtına düşen zârdır Elbette ki uğruna divane olduğun gül Senin gibi böylece nice mecnunlar vardır Yalnız Ukba’da olur beklediğin o ödül Serâbında aldığın rayihâsi tek kârdır Dinle beni bahtiyar bahtına düşen zârdır Sen hâlâ dağları mı delerim sanıyorsun O dağlar kalpten kalbe bir füsûn akmasıdır Ahde vefâ yok ise beyhude yanıyorsun Sabır karanlıkların kıvılcım yakmasıdır Makberî’nin sözünü boşuna kınıyorsun Sen hâlâ dağları mı delerim sanıyorsun _______Makberî |