Gülüşümü yüzümde tuz buz eden
Hep ben değil miydim sanki ilk ölmek isteyen
Durun şimdi hesaba bin türlü işkencem
Yaptıklarımdan yapamadıklarımdan bir sırat
Siz durun ben geçeceğim
Bir yanımda can çekişen bir
sevda Diğer yanıma musallat bir
ölüm Canımdan can koparmakta
Bir feryat var avazımın sonsuzluğunda
Susuyorum çaresiz
İki can yatıyor göğüs kafesimde toprak altında
uykuda
Hayatın hiç bilmediğim yerlerinde
Bir zerre toz bezinde
Başı kopmuş bir oyuncak
bebek Çocukların ellerinde
Savrulup duruyorum geberesiye
Kendimden habersiz
Ölüm ve ayrılık kokan iklimlerde
Anlatılır şey değil
Beynimde bir uğultu
Kestiremiyorum nereye varacak sonu
Kalmak değil tutmak en güzeliymiş
Ölenlerin ve gidenlerin yolunu
Yattığım ana kucağını
Baş koyduğum yar dizini
Duyamayacak olduğum sesini
Halimi arzdan düştüm! anlayın beni
Lafın gelişi değil hiçbir şey
Bu, bir ömür boyu söz yitimi.