1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
941
Okunma
güneş başını yasladığında omzuna
bir fırça darbesi daha vurulur karanlığın tenine
renklerine solgun
dertlerine yorgun
aşklarına bir o kadar da vurgun bu şehrin üstüne
sokak sokak
en manzaralısından gölgesine küs insanlar doğar
akşam mesaileri başlar inceden telaşlı
adrese teslim olur faili belli koşuşturmalar
bahaneler aktıkça akar o çok bildik ağızlardan kaldırımlara
geceye yeminlidir Yorgo nun ağzı sıkı ahşap masaları
demir atmaya meyillidir sandallar
iskeleler bahane
ne sevdalar ekilir ne hasretler biçilir
meyhaneler şahane
dekoltesi düşük dillerde vardır çarpık bacaklı ağızlarda
ağlamak hariç her şey dahildir aslında yüzdürülen kadehlerde
ahh… bir de o taş plaklardan gelen mağrur sesler olmasa var ya
hayat olur tam bir kerhane…
.
…
.
kadehler masadakiler kalksa da yudumlar gönüller dekine içilir
ahh… sevgili
yalanım yoktur bilirsin
bu gece de
sarhoşluğum du sana yakınlığım
ve ben bu gece de
içtikçe sarıldım sarıldıkça içtim seni gözlerinden…
ilhanaşıcıhaziranikibinonaltı
5.0
100% (6)