İnsan
Sanma bu ömür sağlam temelli
Hadi yüz diyelim ya da yüz elli Yaşarsın nihayet her şeyi belli Yaşa geldiğinde anlıyor insan * Gerçek olsun ister arzu emeli Görmeden denizi suları seli Dosta uzattığı samimi eli Boşa geldiğinde anlıyor insan * İhtiyacın olur kalırsan darda Kapını çalmıyor ağyar da yâr da Eğer yaşadıysan birkaç bahar da Kışa geldiğinde anlıyor insan * Bir eksik bir fazla belki sayınca Üzülürüz dostu kabre koyunca Akla gelmeyeni ömür boyunca Başa geldiğinde anlıyor insan * Düşünmeyiz insan Rabbin eseri Kemikler üstüne örtülmüş deri Amaç denemekse balta keseri Taşa geldiğinde anlıyor insan * Simsiyah saçlara dolunca aklar Her teli maziden bir anı saklar Vefayı dostların attığı oklar Döşe geldiğinde anlıyor insan * Sonunda anlarsın boşmuş vaatler Ve toprak olunca kemikle etler Uzun geceleri her gün saatler Beşe geldiğinde anlıyor insan * Herkes bayram eder evlat da eş te Ya bir akşamüstü! Ya sabah beşte Rakip Azrail’se! En son güreşte Tuşa geldiğinde anlıyor insan * Bazen gülüyorsun bazen gözyaşı Hayat sanıyorsun! Dünya telaşı Pirincin içinde beyaz bir taşı Dişe geldiğinde anlıyor insan Posted in Şiir |
Dörtlüklerinde hemen hemen herkesin payına düşen vardır.
Ben kendimi buldum ,çünkü bulmam gereken bir
yaştayım. İnsanoğlu sonraları görür kendisini böyle şiirlerde.
Zevkle okudum.
Umut ve sağlıkla kal şairim.