geceye merhaba
sabahları hala iki simit alıyorum, biri senin
öğleye doğru bayatlasa da, anla işte... susamların tadı eskisi gibi değil yorgun hissediyorum kendimi son günler de özlemek yorar beni yoruldukça da özlüyorum gölge gölge saçlarını, lensli gözlerini tel tokalarını topladım ardından yerleri aynı, odalar sessiz senden sonra hiç dağılmadılar bana hasret, sana hasret, bize hasret tel tokalı, kızıl saçlarına hasret arnavut kaldırımlı sokaklar ardından diktiğin karanfiller açmadı artık soğuk beton evimizin bahçesi yazını hiç beklemiyorum hayatın bıraktığın bu kara kış bahara çıkarsa iyi sanırım bir daha duymayacağım ağustos böceklerini soğuk beton solgun karanfiller tomurcuk kalmış kiraz ağacı geceye merhaba deme vakti gözüm kalemde aklımda sen ve senden sonra değişen tek şey tuttuğum kalem |