cccccccccbbbbbbbbbbmmmmmmmmmmmm
I.
Lale tarhlarını yağmalayan gözlerini görmeden önce Ben de şiir ya Sivas’ın küllerinde çoğalırdı Ya da mayıs sallanırdı ipte Mayınlara baktığında patlayan hatmilerden önce Söz harmanında düvenciydim Toprağa yasin okur Ahlat dallarına muskalar asardım Kasabalı sardunyalar el sallardı dizelerime Ağzının incir kokusu uykularımı kaçırmadan önce Leylak kaçamağı birkaç zaman oyalanıp Yamalı dar sokakları, özürlü evleriyle Bırakıp gidecektim bu şehri Can çekişen o yaz, kuşdiliyle sevmeden önce Sabah; akordu bozuk mahur beste Gece; ayet örtüsü İhanet; Gemerek Kabus; kızıldere Gelincikler; kır sürtükleriydi Ne başına taç yaparsın, ne yakanda durur ya! Sevdalar; döküntüydü hurdalıkta O yüzden inanmazdım seven bir başın sadece dizlerimde uyuyacağına II. Ay; dilime düştü şimdi Suya, masala düştü Söylenti değil bunlar Edgar’ın Kuzgun’una inat kuşlarım var artık Öykü taşıyan, şiir çırpan Ve sözcükler sensiz kalma tedirginliğinde Bir eşkıyanın dağlardan hızla kaçışı gibi Dökülüveriyor dilimden Her satır arası sevgilim Aşkımız nihaventten geçiyor Şu gezdiğimiz denizlerin aşkına Şiirde kal Bizi üzme Söylenti değil bunlar Müjde! şiir büyüyor |
kağıt peçete sar yüreğime
izin ver
ölmeden üç beş dakika önce
bırakta uyuyayım dizlerinde
hem ayrılık serde
üstelik bir mayıs gelmekte...
bu benim özenle sakladığım bir şiirimdir
kıyamadım ortaya çıkarmaya bunca zamandan sonra
sen aldın onu
ölümsüz sevdaların curnatasında sakla
kutlarım hoşgeldin
ve iyi ki geldin...