İSTANBUL DÜŞÜArzın tüm sırrına bürünen şehir Ezelden, ebede yol alan beşer İster Üsküdar’dan, Topkapı’dan gir Sorma sen, İstanbul nereye düşer Yanık yüzümüzde deniz köpüğü Alın terimiz de asma köprüler Güzeller gezinir birer kuş tüyü Her sokakta başka zamanlar güler İstanbulsuz yapamazsın bir daha Genzine kaçmışsa deniz kokusu İster sevaba gir, ister günaha Günahta, sevap da, burda yalnız su Dibine vururlar burda kederin İman da yularsız kalkıyor şaha Sesin de sarhoşken minarelerin Naz ve niyaz ulaşıyor Allah’a Uzun hava, hoyrat, çiftetelliler Kaptırıp kendini dalga sesine Her sabah güneşle açılır güller İç çekerek düşer yar sinesine Hayrettin YAZICI |