GÜN GELİR
gün gelir
kıça atılan tokatla başlar hayat ad konulur, tebrik edilir uzun ömürler dillenir sonra, susar konuşanlar şarkılar eskir çocuklar büyür hayal büyür küçülür dünya gün gelir bahar getirir bir nefes ‘çok’ beğenilir, ‘en’ sevilir ‘aşk’ olur birileri bana sorarsanız; söz konusu sevda ise insan yüreğini dinlemeli gün gelir su altından yürütülen saman su yüzüne çıkar gök gürler, gün çatlar ipek kozadan kırmızı kandan can candan sıyrılır arada olur böyle şeyler ters köşelerle doludur hayat gün gelir her doğum bir ölüme her ayrılık bir yalnızlığa gider birileri inerken trenden birileri biner dönüşü olmayan sokaklara benzer ayrılık bana sorarsanız; üzülmeyin derim yanınızda olacaktır ihtiyacınız olan gün gelir yerinden oynar dağlar zulümle tanışır insan ülkeler işgal edilir bir yerlerde gözleri öpülmez olur çocukların kuşlar göçer zamanla iyileşir deseler de, külliyen yalan zamanla kabuk bağlamaz asıl yaralar zaman, ilacı olmaz her şeyin reçetesine "saat" yazan doktor görülmedi zaman, geri getirmez gidenleri zaman, unutturmaz uyuşturur zamanla anlarsınız bunu, zamanla kaybetmekten alır asıl yarasını insan gün gelir anılarıyla dört mevsim yaşar bir günde bir anı doldurur, başka bir anının boşluğunu keşkelere bölünür akıl kötülükten geçer hükümsüz bir iyilik güvenerek öğrenir aldanmayı dökülür hangi bahara çiçek açsa insan alıştıkça onursuzlaşır gün gelir hayal biter, küçülür insan, büyür dünya yaşlanmak erimektir hayat karşısında ustalıkla yapar zaman, üstüne düşeni bir sedyede bekler hasta bana sorarsanız; hayat dediğin ilk duraktan, son durağa pürtelaş bir zaman gün gelir her şeye kapatılır yüz ölüm eşitler herkesi kararır ışık bir anda bir kuş havalanır gökyüzüne bir yıldız kayar batar gemi dağılır bulutlar kıça tıkılan pamukla son kez ölür insan kalmaz hakkı kısa çöpün uzun çöpte herkes alır nasibini herkesten bana sorarsanız; bu bir aydınlanma eylemi ışık daha karanlık değil dünden h/ç ** |