Sen gözlerinle vurdun, ben şiirle direndim.
paslandı buzdağları ortasında çeliğim
gözlerinden hatıra kaldı kekemeliğim (Nurullah Genç) kendimi kâfi miktar zinde hiss ediyordum sen gözlerinle vurdun ben şiirle direndim engelli yolda bile kaygısız gidiyordum sen sözlerinle vurdun ben kahırla direndim kurtulmuyor yüreğim ıstırabdan ve gamdan bırakmıyor tutacak yer kendinde bu şamdan bir ışık bulamadım ne ateşden ne mumdan sen közlerinle vurdun ben nehirle direndim öyle zaman oldu ki takibe mecbur kaldım dağ dedin dağa çıktım sonra denize daldım umudumu gezdiğin mahallelere saldım sen izlerinle vurdun ben şehirle direndim ihtişamın çökertdi hisarımı burcumu izin ver ödeyeyim yüreğime borcumu sevdadan gıda almak her yiğidin harcı mı sen tuzlarınla vurdun ben zehirle direndim vuslat uzak düşünce yaşamak olur haram bunu anlayabilen Kays, Vamık, Kamber, Kerem Leyla, Azra, Aslı ve Zühre yaşarken dram sen kızlarınla vurdun ben Tahir’le direndim. talihim düz gitseydi gönlüme yetirirdi beni de özlediğim menzile getirirdi menzilden de güzeli yanında yatırırdı sen dizlerinle vurdun ben sairle direndim kıymet vermeden olmaz aşkın âlâ katına sevenler sevilene hangi hakla tutuna benim itirafımı dahil ettin bâtına sen nazlarınla vurdun ben zâhirle direndim mevsim zemheri mi ki bu ayaz neyin nesi senden gelecek lutfun olmuşum divanesi senin yolunda oldum derbeder numunesi sen kozlarınla vurdun ben mühürle direndim kavga gürültü yapıp çekişmek bir tehlike pınarda durulmadan akışmak bir tehlike Aydın için seninle bakışmak bir tehlike SEN GÖZLERİNLE VURDUN BEN ŞİİRLE DİRENDİM Aydın Bayrakdar, 22 Mayıs 2016, Erding / Almanya. |
Saygımla